Asırlardır Batılı ülkelerin sömürüsü altında inleyen siyahi kıtanın halkları öze dönüş hareketlerini başlatmış durumda. Artık sömürülmek istemiyorlar. Barbar beyaz adamın ter ve kanları üzerinde sefa sürmesine isyan ediyorlar. Bu isyan dalgası en güçlü şekilde önce Fransa’da, Paris’in ve diğer metropol şehirlerin gettolarında başladı ve şimdi tüm Afrika’ya yayılma istidadı gösteriyor.

Bazı Afrika ülkelerindeki kukla yönetimlerin askeri müdahaleleri inşallah başarısız olacak ve büyük bedeller pahasına Afrika’nın mazlum halkları, özgürlüğün şafağına doğru adım adım ilerleyecekler. Birçoğu Müslüman olan siyahi halkların bu göğüs kabartan mücadelesine başta İslami hareketler ve cemaatler olmak üzere tüm İslam dünyası, özgürlükten yana olan tüm dünya halkları destek olmak zorundalar.

Allah’ın izniyle insanlığa vahşetten, katliamdan, soykırımdan, yıkımdan, ırkçılıktan, ayırımcılıktan, mutsuzluktan, acıdan başka bir şey vermeyen, teknolojik üstünlüğü hep insanlığın zararı ve bozulması yönünde kullanan, tüm insani ve ahlaki değerlere savaş açıp dünya halklarına maddi ve manevi kıyameti, yıkımı yaşatan, ekolojik dengeyi yok edip dünyayı yaşanmaz hale getiren karanlık Batı uygarlığı için tehlike çanları çalmaya başlamıştır. Ortadoğu’dan, Asya’dan ve şimdi de Afrika’dan yükselen direniş ve isyan dalgası korkunç bir kasırgaya dönüşüp insanlık düşmanı, barbar Batı uygarlığını yok edecektir inşallah. Hiçbir güç, hiçbir proje, hiçbir müdahale, hiçbir şeytani plan ve tuzak, fitne politikası, Batının acıklı sonunu engelleyemeyecektir. Belki biraz geciktirebilir, o kadar.

İnsan fıtratına, yaratılışa aykırı, doğaya düşman bu iğrenç uygarlığın bu kadar uzun ömürlü olması bile akıllara durgunluk veren bir şey. Bu uygarlığın bu kadar uzun sürmemesi lazımdı. Yetmiş yıllık ömrün sonunda tarihin tozlu sayfalarında yerini alıp unutulmaya mahkûm olan Komünizm gibi, Kapitalizm ve Liberalizm’in de dünya sahnesinden çekilmesi lazımdı. Çünkü ikisi de aynı oranda yaratılışa aykırı, insanlığa düşman…

Ama elhamdülillah, Batının çöküşünü görmenin mutluluğunu yaşıyor insanlık. Ağır bedeller ödeyecek olma ihtimali bile bu mutluluğu azaltmıyor.

Evet, Batı can çekişirken çırpınacak, azgın boğalar gibi dünyayı teröre boğmaya çalışacak. Belki de üçüncü dünya savaşına yol açacak. Yüce Allah insanlığı, yok olup giden bu barbar uygarlığın şerrinden korusun. En az zararla bu barbar uygarlıktan kurtulmayı nasip etsin!

Kara Afrika’nın yiğit evlatlarının isyanı inşallah bu yok oluşu hızlandıracak. Malcom X’in özgürlük ve bağımsızlık feryadı inşallah tüm dünyada yankısını bulacak ve kitleleri harekete geçirecek.

Malcom X bugünleri görseydi sevinçten ağlardı! Asırlardır sömürülen, ezilen; petrol, kakao, uranyum, altın, bakır ve daha nice zengin maden yataklarından akan görkemli zenginliği Fransa’nın, İngiltere’nin, Amerika’nın şiş göbekli sermayedarlarının kasalarına akıp onları besleyen Afrika’nın kara talihli, yoksul halklarının özgürlükleri için Paris’i ve diğer şeytani başkentleri ateşe verdiklerini, sonra da kendi ülkelerinde direniş bayraklarını açtıklarını görseydi gözyaşları içinde secdeye kapanır, yüce Yaratıcıya bugünleri gösterdiği için şükrederdi.

Ya bizler, Malcom X adı duyulunca duygulanan, ona hayranlık duyan, davamızın şehidi olarak göklere çıkaran bizler; bizler Malcom’un yiğit çocuklarını yalnız mı bırakacağız? Kalemlerimiz, dillerimiz bu destanı övmeyecek mi? Dualarımız onlarla, beddualarımız düşmanlarıyla olmayacak mı? Yeri gelince paramızla, hatta canlarımızla onların yanında olmayacak mıyız?

Yoksa içimizdeki satılık kalemlerin, kalemşorların yaptığı gibi, kibirli Fransız katillerinin, demokrasi havarisi Batılı katillerin ağızlarıyla mı konuşacak, siyahi kıtanın evlatlarını terörist diye damgalayıp mahkûm mu edeceğiz?