HÜDA PAR veya Peygamber Sevdalıları olarak da tanınan İslami Camia yapıp ettikleriyle sayısız defa halk dostu olduğunu, her zaman halkın yanında durduğunu, halkın maslahat ve mutluluğunu sürekli öncelediğini ispatladı. Ne zaman halkın dinine, inancına, ahlakına bir saldırı olsa, halkın dinini, ahlakını, imanını, kutsal değerlerini savunmak için en önce öne atılan, bedel ödemeyi göze alan, halkın sesi ve feryadı olan bu camiadır; HÜDA PAR camiasıdır.
Halkın güvenliğine yönelik bir saldırı veya tehdit söz konusu olduğu zaman da hiç düşünmeden, ödeyebileceği her bedeli göze alarak ve işin sonucunun nereye varacağını umursamadan meydanlara atılan yine bu İslami camiadır. 15 Temmuz’da, özellikle bölgede bu camia meydana indikten sonra diğer kesimler meydanlara akın etti.
Ve yine halkın başına bir musibet, felaket, affet geldiği zaman HÜDA PAR camiası, İslami camia tüm paydaşları, uzantıları ve imkânlarıyla yardıma koşmaktan, yaraları sarmak için seferber olmaktan çekinmemektedir.
Türkiye halkına büyük acılar ve yokluklar yaşatan deprem felaketi bir kez daha bu halkın en büyük dost ve yardımcılarından birinin bu camia olduğunu, bu camianın asla bu halkın acı ve mahrumiyetlerine kayıtsız kalmayacağını ispatladı.
İslami camia depremin ilk gününden itibaren tüm imkân ve insan kaynaklarını seferber ederek depremzede kardeşlerinin yardımına koştu. Devletin günler sonra gelebildiği ilçelere, köylere o daha ilk günlerde ulaştı ve yaraları sarmaya çalıştı.
İslami camia partisiyle, yardım kuruluşlarıyla, diğer teşkilatlarıyla gecesini gündüzüne katarak deprem bölgesine koştu. Özellikle Umut Kervanı adlı yardım vakfının aracılığıyla tüm ülkede büyük yardım kampanyalarını başlattı. Onlarca tır yardım malzemesini depremzedelere ulaştırdı. Deprem bölgesinde aş evleri açtı. On binlerce depremzede kardeşine günde üç öğün yemek vermeye başladı. Yine deprem bölgelerinden gelip daha güvenli şehirlere sığınan depremzedelere ulaşarak onları sahiplendi. Barınak, yiyecek, giyecek konusunda destek oldu.
İslami camia âlimleri, aydınları ve siyasetçileri ile de depremin ilk gününden beri deprem bölgesinden ayrılmadı. Halka manevi anlamda da destek oldu, talep ve sorunlarının sözcülüğünü yaptı.
Büyük deprem felaketinin yarattığı ilk duygu dalgasının yavaş yavaş yatışması sonrası birçok kesim deprem bölgesinden ayrıldı. Yardımlarda ciddi bir azalma görüldü. Özellikle siyasiler deprem ve depremzedeleri ikinci plana iterek seçim sürecine odaklandılar. Depremzedeler birçok kesimin gündeminden çıkmaya başladı.
Ama İslami camia, HÜDA PAR camiası, Peygamber Sevdalıları; acıları, mağduriyetleri devam eden depremzede kardeşlerini unutmadı ve hala gündeminin ön sıralarında tutuyor. Hala deprem bölgesinden ayrılmayan İslami camia tüm olumsuz koşullara ve imkân kısıtlılığına rağmen yaraları sarmaya devam ediyor. Depremzede kardeşlerini terk etmeyeceklerini söyleyen bu camianın fertleri; işlerini, güçlerini, sıcak yataklarını bırakarak deprem bölgesine koşmayı sürdürüyorlar.
İslami camianın bu halk dostu tavrı, bu fedakârlık ve gayreti depremzedelerde büyük bir hayranlık uyandırmış durumda. İslami camianın varlığının acılarını bir nebze de olsa unutturduğunu, yalnızlık ve kimsesizlik korkusunu azalttığını söylüyorlar. Birçok depremzede umudunu bu camiaya bağlamış durumda…
Kısacası tüm olumsuz algı, yok sayma, görmezden gelme, iftira ve ötekileştirme kampanyalarına rağmen İslami camia halkın kara gün dostu olduğunu, her zaman halkın yanında durduğunu, halkın maslahat, mutluluk ve güvenliğini her şeyin üstünde tuttuğunu, halkın iman ve dininin koruyucu ve savunucusu olduğunu, halkın hem dünyasını hem de ahiretini mamur etmek için çırpındığını bu deprem musibeti anında da tekrar ispatladı.
Halk dostu olduğunu bir kez daha ispatlayan camia
Sadullah Aydın