Köpük gider su kalır
İslam dünyası, şafaktan önceki zifiri karanlığı yaşıyor. Biliyorsunuz şafağa en yakın vakit, en karanlık olan vakittir. Sonra gökyüzüne geniş bir kızıllık yayılır ve güneş doğar.
İslam ümmetinin içine düştüğü karmaşa, parçalanmışlık, zayıflık, Müslümanların yerlerinde duramaz hale gelmeleri; işgaller, zulümler, kıyamlar hepsi de doğum sancılarıdır. İslam medeniyetinin tekrar ve daha güçlü bir şekilde diriliş ve şahlanışının sancıları…
Biz bu müjdeyi Resulullah`ın hadislerinde görüyoruz. Bediüzzaman, Seyyid Kutup, İmam Humeyni ve Kelim Sıddıki gibi çağdaş önderlerin, âlimlerin, aydınların sözlerinde görüyoruz.
Komünizm çöktü, kapitalizm tüm albenisini yitirdi. Modernizmin dünyaya dayattığı beşeri sistemler, mektepler, ideolojiler insanlığı tatmin etmiyor artık. Vahşi Batı sıkışınca yüzündeki maskeyi çıkardı. Kutsadığı bütün putları bir bir yemeye başladı. İnsan hakları, adalet, özgürlük, hümanizm, demokrasi… Hepsini çöp sepetine attı.
İslam bütün bir dünyanın gündeminde… İnsanlar fevç fevç İslam`a koşuyor. Avrupa İslam`la oturup İslam`la kalkıyor. Amerika`da İslam birinci din haline geldi. Batıdaki göçmen Müslümanlar hızla bilinçleniyorlar, örgütleniyorlar. Kendi dinlerine, değerlerine yönelik düşmanlık onları daha da dindarlaştırıyor, dinlerine bağlılıklarını artırıyor.
Ve İslam âlemi… Batı İslam âlemindeki uyanışı yok etmek, mecrasından saptırmak, kontrol altına alıp etkisizleştirmek için, kendine bağlı uşak yönetimlerin, örgütlerin de yardımıyla olmadık hilelere, desiselere, ayak oyunlarına, komplolara başvuruyor. Her gün yeni bir strateji geliştiriyor, her gün yeni bir proje atıyor ortaya. Ümmetin zayıf noktalarını tespit edip oradan vurmaya çalışıyor. Milliyetçilik, mezhepçilik fitnesini gürleştirmek için milyon dolarları döküyor. Çeşitli vaatlerle satın aldığı sözde dindar politikacıların, kandırılmaya müsait cahil dindar kesimlerin, ilimlerini parayla satan saray mollalarının zaaflarını kullanarak uyduruk bir din anlayışını pazarlıyor ve buna ılımlı İslam diyor, hoşgörülü İslam diyor.
Ama ne yaparsa yapsınlar İslami uyanışı, canlanışı, şahlanışı engelleyemiyorlar. Halkların İslam`a koşmasını önleyemiyorlar. İslam alternatifsiz bir kurtuluş yolu olmaya hızla ilerliyor. Ve Batı çöküyor. Ekonomik olarak çöküyor, siyasi olarak çöküyor, ahlaki olarak çöküyor, değerler bütünü olarak çöküyor…
Ülkemizde de durum farklı değil. Hele, Kutlu İnsanın Kutlu Doğumunu kutlamak için insanların büyük bir coşkuyla meydanları, salonları doldurduğu şu günlerde bunu görmemek için kör olmak lazım. Ülkemizin Müslüman halkı tarihin hiçbir döneminde Peygamber aşkıyla, sevdasıyla bu kadar coşmamıştı. Yer gök Muhammed`in sevdalılarıyla dolup taşıyor. Köyler, kasabalar, şehirler, mezralar… Kadın-çocuk, genç-yaşlı herkes Kutlu Doğum etkinliklerine koşuyor, ellerindeki zikirmatiklerle çarşıyı- pazarı, evleri salavatlarla çınlatıyor.
Muhammed denilince gözler doluyor, yüzler parıldıyor, kalpler sevgiyle atıyor. İnsanlar artık Hz. Muhammed Aleyhisselatu vesselamı istiyorlar, Onun dinini istiyorlar, yolunu istiyorlar. İçinde Muhammed Aleyhisselatu vesselamın olmadığı hiçbir projeye sıcak bakmıyorlar. Muhammed Aleyhisselatu vesselama sırtlarını dönenlerden yüz çeviriyorlar.
Tam yüz elli yıl boyunca, ta Tanzimat`tan bu yana Türkiye`nin Müslüman halkını Muhammed Aleyhisselatu vesselamdan, O`nun yolundan soğutmaya çalıştılar. Batının kokuşmuş ideolojilerini Müslümanların çocuklarına dayattılar. Temiz zihinleri küfrün büyüklerinin sevgisiyle doldurmaya kalkıştılar. Faşist önderleri peygamber ilan ettiler. Din ile dini değerlerle alay ettiler.
Allah inancının insan aklının ürünü olduğunu söylediler. İlhamlarını gökten değil, batı uygarlığından aldıklarını ilan ettiler.
Ama şimdi onlar da anladılar yaptıklarının beyhude olduğunu, havanda su dövdüklerini. Köpüğün gidici, suyun kalıcı olduğunu… Halka şirin görünmek, onları kandırmak için eski söylemlerini bıraktılar. Allah inancıyla alay edenler artık nevruzlarda Allah diyorlar, Muhammed diyorlar, İslam kardeşliği diyorlar. Akıllarınca kalplerindekini gizleyecekler, kirli zihniyetlerini maskeleyecekler. Hâlâ halkı kandırabileceklerini sanıyorlar. Halkın, kimin gerçek kimin sahte olduğunu bilmediğini vehmediyorlar. İslami uyanışın önünü münafıkça politikalarla kesip eski görkemli günlerine devam etme hayalleri kuruyorlar.
Gün, Muhammed Aleyhisselatu vesselamın günüdür! Gün, Muhammed Aleyhisselatu vesselamın âşıklarının günüdür! Gün, meydanları salâvatlarla tekbirlerle inleten Peygamber Sevdalılarının günüdür!
Çırpınışınız boşuna… Köpük, er ya da geç gitmeye mahkûmdur! Su, yani İslam ise ebedidir!