Sovyetler Birliğinin yıkılıp Komünizm tehlikesinin bertaraf edilmesinden sonra dünyadaki egemenliğini güçlendiren Batı, İran İslam İnkılabı ve Afgan Cihadından sonra yeni bir alternatif olarak halkların gündemine giren İslam’ı en büyük düşman belledi. İslam medeniyetini kendi uygarlık ve yayılmacı emellerine tehdit ve engel gören Batı o günden beri enerjisinin büyük bir kısmını İslami hareketleri durdurmaya, saptırmaya, etkisiz hale getirmeye adadı.

Amerika’nın önderliğindeki Batı dünyası, Siyonist Yahudi sermayedarların da yardım ve teşvikiyle İslam’la mücadele için çok büyük bütçeler ayırdı. Bir türlü durdurulamayan İslam dalgasını boğmak isteyen Batı bilgi merkezleri, düşünce kuruluşları kurarak İslam ile savaşını kurumsallaştırdı.

Bugün gelinen noktada bu düşmanlık ve mücadele çok daha şiddetlenmiş bulunmaktadır. Batı dünyası, İslam dünyası ile çok yönlü bir şekilde savaşmaktadır. Müslüman dünya istilacı Batının, Haçlıların askeri, siyasi, kültürel, ekonomik, ahlaki saldırısı altındadır. Batı güçlenen İslami hareketleri bastırabilmek için her türlü gayri insani, gayri ahlaki yola başvurmakta, her türlü algıyı meşru görmektedir.

Amerika ve işgalci israil’in önderliğindeki Batı dünyası İslam ile savaşırken, hedefinin İslam olduğunu söylememektedir. İslam ile savaşında çeşitli bahanelere sığınmakta, yalan ve algılarla asıl hedefini maskelemektedir. İran, Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye, Türkiye, Yemen ve diğer İslam topraklarını saldırılarının hedefi kılan Haçlılar bunları terörle mücadele, demokrasi ve insan haklarını getirme, diktatörleri devirme adına yapmaktadır.

Hâlbuki en büyük teröristler onlardır. Dünyayı kana ve vahşete boğan, diktatörleri koruyan, seçilmiş hükümetleri devirmeye çalışan, milyonlarca kadın ve çocuğun katledilmesi pahasına ülkeleri işgal edip zenginliklerine konan Amerika ve Batılı barbarlardır.

Şimdiye kadar hangi İslam ülkesi başka bir ülkeyi petrolü, zengin maden yatakları için işgal edip halklarını soykırımdan geçirdi? Dünyada nükleer silah kullanan tek ülke Amerika değil mi? Dünyayı bir ahtapot gibi sarıp her tarafta yüzlerce askeri üs kuran NATO değil mi? Şu an işgal altında olan onlarca ülkenin istilacıları kimler?

İnsaflı bir Batılı bilim adamına kulak verelim, şöyle diyor; “Biz kendimizin dışındaki insanların hayatlarına değer vermiyoruz. Kendimizi bir yalan içine yerleştirmişiz. Yalan şu; iyi olan, asil olan, yardımsever olan biziz. Ama gerçek olan bu değil. Biz Batılılar dünyayı fikirlerimizin, ahlakımızın güzelliğiyle, mükemmelliğiyle fethetmedik. Biz diğer insanlardan daha acımasız davranarak dünyayı ele geçirdik. Zor kullanarak bunu yaptık. Haçlı seferlerinde 4 milyon kişiyi öldürenler Müslümanlar değildi. Dünyayı sömürgeleştirirken 50 milyon insanın ölümüne neden olanlar Müslümanlar değildi. İki dünya savaşını Müslümanlar yapmadı.”

Evet, Batılıların derdi insan hakları, özgürlük, kadın hakları, adalet falan değil. Bu tür şeyler onların umurunda bile değil. Onların tek bir dertleri var; sömürülerini devam ettirebilmek.  Onların İran ile Afganistan ile başka bir İslam ülkesiyle dertleri yok. Türk, Kürt, Arap, Fars kavimlerinden olmak ile de bir sıkıntıları yok. Türk, Arap, Kürt, Fars kökenli olup onlara uşaklık yapanları bağırlarına nasıl bastıklarını, saraylarda ağırladıklarını görüyorsunuz. 

Onların derdi İslam’la, İslam’ı benimsemiş, dünya görüşü olarak kabul etmiş Müslüman kesimlerle. Onlar Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, Fars’ın Müslüman olanını, İslam’ı omuzlamış olanını istemiyorlar. Düşmanlıkları onlara karşı…