Siyonist rejimin direniş cephesiyle gerginliği her an büyük bir savaşa dönüşme olasılığı taşıyor. Her iki taraftan da yükselen öfke dolu ve tehdit dili yüksek söylem ve çağrılar, daha önce sivil yetkililerin yaptığı tehdit edici açıklamalara askeri yetkililerin de katılmış olması tek değil beni bu düşünceye sevk eden.
Evet, karşılıklı tehditlerle birlikte her iki taraf da kırmızıçizgileri aşan saldırlar yapmakta ve bu saldırlar giderek tırmanmakta. Ama özellikle Siyonist rejimin saldırıları direniş cephesinin sabrını da uygun zamanda karşılık verilecek söylemini de artık sıradanlaştırmış durumda. Direniş cephesiyle gönül bağı olan, Siyonistlerin cezalandırılmasını şiddetle isteyip karşılıksız saldırılardan ötürü büyük hayal kırıklığı yaşayan geniş kesimler, stratejik sabır, uygun zamanda karşılık verilecek söylemlerinden tatmin olmaktan artık tamamıyla uzak.
Siyonist çete son dönmelerdeki saldırı ve suikastlarıyla, Suriye ve Gazze başta olmak üzere İslam topraklarına yönelik fütursuz saldırılarıyla İslam ümmetinin izzetini hedef almıştır çünkü. İslam ümmetinin izzeti büyük bir tehdit altındadır. Haklı sebeplerden ötürü Siyonistlerin saldırılarına aynı şiddetle cevap vermeyerek tahammül eden direniş cephesi, Müslüman halkların bu konudaki beklentisini hissediyor, beklenen günün hızla yaklaşmakta olduğunu görüyor ve hazırlıklarını o ölçüde hızlandırıyor.
Direniş cephesinin büyük savaş öncesi hazırlıklarını daha iyi yapabilmek için gösterdiği sabır Siyonistleri panikletiyor. O yüzden işi erkene almak istiyorlar. Şartlar uygunken ve Amerika ile dostları onun arkasında durmayı sürdürürken bölgesel savaşın başlamasını istiyor israil. Savaşı erkene almak için Müslümanların sinir uçlarıyla oynuyor, izzetlerini hedef alıyor. Direniş cephesini karşılık vermeye zorlamak için pervasız saldırılar düzenliyor.
Kanaatimce Siyonist çete bu konuda başarılı olmuş görünüyor. Son haftalarda İranlı askeri yetkililere, bilim adamlarına, İran’ın hayati hedeflerine yönelik saldırılar artmış durumda. Yine HAMAS ve İslami Cihad’ın saha komutanlarına, aktif savaşçılarına yönelik suikastlar, Gazze ve Batı Yaka’daki hedeflere füzeli, tanklı saldırılar rutin hale geldi. Lübnan’ın deniz, hava ve kara egemenliğini ihlal sonrası Siyonist rejimle Hizbullah arasındaki gerginlik hiç olmadığı kadar yüksek. Daha önce Suriye’de belli bazı askeri noktalara hava saldırıları düzenleyen Siyonistler, Şam’ın en büyük hava alanını, sivil yerleşimleri vurma cesaretini gösteriyor birkaç gündür.
Tüm bu gelişmelerden sonra İran olsun, Filistin direnişi olsun, Hizbullah olsun stratejik sabır siyasetini bir kenara bırakmış görünüyorlar. İran’ın çok ciddi misilleme saldırılarına hazırlandığı söyleniyor. Bizzat israilli üst düzey yetkililer, dışişleri bakanı, genelkurmay başkanı ve diğer önemli yetkililer yurt dışındaki vatandaşlarına sürekli uyarı üstüne uyarı yapıyorlar. En son israil Savunma Bakanı Benny Gantz da bu kervana katıldı.
Yine HAMAS ve İslami Cihat, kendilerine bağlı direnişçilerden işgal altındaki Batı Yaka ve 1948 topraklarında silahlı eylemlerini artırma çağrısında bulundu. Ayrıca Filistin direnişi liderlerine yönelik bir suikastın çok şiddetli karşılık göreceğini ilan etti. Lübnan sınırında ise israil ile Hizbullah’ın çoktan savaş pozisyonu almış olduğu söyleniyor.
Evet, Kudüs işgalcisi İsrail, ümmetin tüm kırmızıçizgilerini ihlal etmiş durumda. Ümmetin onur ve izzetine kast eden bu küstah düşmanın çok şiddetli bir tokat yiyerek zelil olmasının zamanı gelmiştir artık!