Son birkaç yıldır sokak köpekleri sayısında korkunç bir artış yaşanıyor. Çarşı-pazar köpek dolu… Köpeklerin olmadığı pazar, sokak, cadde yok gibi. Ve bu köpekler gün geçtikçe daha rahat, daha başıboş, daha saldırgan oluyorlar.
Eskiden belediyeler bu konuda hassastılar. Köpeklerin çarşı pazarda dolaşmalarına izin vermiyorlardı. Bir şekilde bu sorunu hallediyorlardı. Ya kısırlaştırma faaliyeti yürütüyorlar ya da hayvan barınaklarında koruma altına alıyorlardı.
Şimdilerdeyse çarşılarımız, pazarlarımız köpeklerin piknik alanı olmuş durumda. Belediyeler artık ne hikmetse vatandaşı ile sokak köpeklerini baş başa bırakmış. Köpekler artık tek başlarına değil, gruplar halinde çarşılarımızda arz-ı endam ediyorlar. Çoğu defa hırlamalarıyla, havlamalarıyla, hatta bakışlarıyla gelip geçenleri, özellikle kadın ve çocukları ürkütüyorlar, korkutuyorlar. Halkın rahat dolaşma özgürlüğünü ellerinden almış durumdalar.
Hemen hemen her gün okula giden, çarşıdan dönen, dışarda dolaşan çocukların, kadınların saldırıya uğradıklarıyla ilgili haberler basına düşmeye başladı. En son Ankara’nın Pursaklar ilçesinde okuldan eve dönerken köpeklerin saldırısına uğrayan 12 yaşındaki Enes Koca’nın yoğun bakımda tedavi altına alındığını okuduk. Ondan önce Van’da Üniversite Kampüsünde başıboş köpeklerin saldırısına uğrayan bir öğrenci ağır yaralanmıştı. Yine aynı günlerde bir kadın başıboş köpeklerin saldırısı sonucu yaralanmıştı. Bu konuda biraz araştırma yapan biri onlarca vaka ile karşılaşabilir.
Ama ne yazık ki gittikçe ciddi bir sorun haline gelen başıboş köpekler meselesinde kimsenin bir şey yaptığı yok. Ne belediyeler ve ne de diğer yetkililer kıllarını kıpırdatmıyorlar. Sembolik birkaç uygulamanın dışında bir şey yok. Nedeni nedir bilemiyorum? Hayvan hakları savunucularının gürültü koparmasından çekiniyorlardır herhalde. Hayvan haklarını savunacağız derken insan haklarını ayaklar altında çiğniyoruz.
Kimsenin hayvanları öldürelim, katledelim dediği yok. Uyuz bir köpeğe bile zarar vermenin yasaklandığı bir dinin mensubuyuz elhamdülillah. Ama çarşı pazarı sokak köpeklerinin panayır yeri haline getirip insanların dolaşma hürriyetlerini kısıtlamaya da kimsenin hakkı yok. Daha önce ne yapılıyorduysa şimdi de aynısı yapılmalı. Başıboş köpeklerin çarşıda pazarda ne işi var?
Konunun vahametinin anlaşılması için bizzat başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Geçenlerde imza günü etkinliğine katılmak maksadıyla Van’a gitmiştim. Orda Yüzüncü Yıl Üniversitesinde okuyan kızımı da ziyaret ettim. Üniversite Van Gölünün kenarında kurulmuş. Gölle bitişik güzel bir kampüsü var üniversitenin. Kızıma kampüsü dolaşma, göl kenarına gitme teklifinde bulundum. Biraz vaktim vardı. Ne cevap verdi dersiniz: Baba gidelim ama dikkatli olalım. Başıboş köpeklerin saldırısına uğrayabiliriz. Biz korkudan çoğu defa dolaşamıyoruz. Her tarafta başıboş köpekler gruplar halinde karşımıza çıkıyorlar. Geçen bir arkadaşımıza saldırıp onu komalık ettiler.
Evet, aynen böyle cevap verdi kızım. Gerçi dolaştık biraz ama endişe içinde, yüreğimizdeki korkuyu atamadan. Bir öğrenci kendi okulunun bahçesinde rahat dolaşamıyorsa, başıboş köpekler saldırabilir korkusu yaşıyorsa çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız demektir.
Gerçi ülkemizin birçok meselesi, sıkıntısı var. Maddi-manevi birçok sorunla boğuşuyoruz. Ama başıboş köpekler meselesi de yabana atılacak bir sorun değil. Gün geçtikçe daha çok güvenliğimizi tehdit eder hale geldi. Tedbir alınmazsa çok daha büyük bir sorun olmaya doğru gidiyor.