Bugün Siyonist işgal rejimi ile bir varlık yokluk mücadelesi başlatmak arzusunda olan İslami hareketler, İslami güçler bu nihai savaşı Siyonist rejimin provokasyon ve kışkırtmalarına rağmen bir müddet daha geciktirmeye çalışıyorlar. Kuşkusuz bu savaş çok yakın… Ümmetin kaderini değiştirecek, İslam baharının önünü açacak, Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın, Filistin’in ve belki de birçok İslam toprağının kurtuluşunu, özgürlüğünü, bağımsızlığını sağlayacak bu savaş sandığımızdan da daha yakın. İşgal rejimi de bunu biliyor. Bunu bildiği için de şartlar tam anlamıyla kendi aleyhine dönmeden bu varlık savaşını erkene almaya çalışıyor. Amerika’yı da işin içine sokacak bir savaşın fitilini ateşlemek için çırpınıp duruyor. Adeta yırtınıyor.

Bugünkü şartlarda işgal rejimi, patlak verecek bir savaşta İslami güçlere karşı Amerika’nın, Rusya’nın, Avrupa’nın, Körfez ülkelerinin kendi yanında yer alacağının farkında. Çünkü bu şer ittifakı Müslümanlara karşı işgal rejimi bir ön cephe olarak kullanıyor. Bu şer cephe, İşgal rejiminin yıkılması durumunda İslam ümmetinin güçleneceğini ve şeytani projelerinin akamete uğrayacağını biliyor.  Yokluk korkusu yaşayan siyonist terör çetesi bu destekten ötürü yaşanacak büyük bir savaşta varlığını koruyabileceğini ümit ediyor.

Başta Filistin ve Lübnan’daki İslami hareketler olmak üzere İşgal rejiminin varlığını yok etmek isteyen İslami güçler ise bir müddet daha, birkaç yıl daha beklemekten yana gibi görünüyor. Yaşanacak bu kıyamet savaşında İşgal rejimini imha etmek, Amerika, Rusya ve Batı emperyalizminin ellerini İslam topraklarından kesmek amacı taşıyan nihai hedefe varmak isteyen İslami güçler biraz daha beklemek taraftarı.

Hamas’ı, İslami Cihad’ı, Hizbullah’ı ve diğer İslami hareketleri, güçleri kışkırtmalara rağmen sabra sevk eden kanaatimce üç önemli neden var.

Birincisi hazırlıkların daha tamamlanmamış olması. Mesela Hamas… Birkaç yıl öncesine göre onlarca kat daha güçlü bir konuma gelen, silah gücünü siyonist rejimi panikletecek seviyeye çıkaran Hamas, hazırlıklarını tüm gücüyle sürdürüyor. Aynı durum İslami Cihad ve Hizbullah için de geçerli… Onlar da destan yazılacak günler için hazırlıklarını sürdürüyorlar.

Diğer bir mesele ümmetin topraklarında Amerika ve siyonist menşeli fitneler sonucunda yaşanan karmaşa, dağınıklık ve iç savaşalar… Ama Allah’ın izniyle birlik günlerine doğru umutlu bir gidiş var. Libya’da, Mısır’da, Suriye’de, Yemen’de ve fitnenin, iç savaşın, baskının sürdüğü daha birçok İslam toprağında yaşanan gelişmeler emperyalist güçlerin lehine değil, aleyhine bir gidişat gösteriyor.

Ama asıl önemli konu büyük şeytan Amerika’nın siyonist çeteye verdiği destek ve şartsız onun arkasında durması. Amerika çökmeli veya zayıflamalı ki siyonist çete yok olsun. Elhamdülillah bu da gerçekleşiyor. Amerika çöküyor, süper güç kabiliyetini yitiriyor, korkutucu olmaktan çıkıyor, giriştiği çoğu proje aleyhine sonuçlanıyor. Korona Virüs salgını ve sonrasında polis şiddetine, ırkçılığa, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı halk kitlelerinin öfkesinin bir yanardağ gibi patlak vermesi büyük şeytanın çöküşünü daha da hızlandıracak inşallah.

Yaşanan son olaylar, Koronavirüs karşısındaki acziyet, on binlerce insanın ölüme terk edilmesi, sağlık sisteminin çürüklüğü, ekonomik iflasın her geçen gün daha da korkutucu boyutlara ulaşması, geniş halk kitlelerinin rejime yönelik korkunç öfke ve nefreti, her kesimde yaygınlık kazanan aşırı ahlaki çöküntü, işsizler ordusu, bir obezler ülkesine dönmesi, siyasi elitler arasındaki ihtilaf ve parçalanmışlığın derinliği Amerika’nın çöküşünü umulan zamandan da daha erkene alacak biiznillah.

Evet, Amerika çökmeli, çökmeli ki işgal rejimi yok olsun. Çöküş başladı, bu çöküşü hiç kimse durduramayacak Allah’ın izniyle. Siyonist işgal rejiminin yok olacağı, büyük şeytanın kuyruğunu bacakları arasına sıkıştırıp İslam topraklarından zelil bir şekilde defolacağı, kaçacağı günler çok yakın…