İngilizlerin desteği ile Yahudi çeteciler Filistin topraklarında Siyonist bir devlet kurdukları zaman büyük hayalleri, büyük idealleri vardı. Muharref Tevrat’ın onlara vaat ettiği büyük Yahudi Devletini kurma konusunda çok iddialı ve hevesliydiler. Hayallerindeki büyük Yahudi Devletinin toprakları Sina Yarımadasından ta Harran Ovasına kadar uzanıyordu. Bu devletin toprakları içinde Suriye’nin büyük bir bölümü, Ürdün, Filistin’in tamamı, Dicle ile Fırat’a kadar uzanan bölgeler, Türkiye’nin bir bölümü ve Irak’ın bir bölümü yer alıyordu. Yahudi çetecilerin hayali buydu. Önce İngiltere, daha sonra da Amerika bu Siyonist çetenin en büyük hamileriydi.

İlk yıllar, hatta 1980’lere kadar Siyonist Yahudiler bu emelleri karşısında ciddi hiçbir engel görmeden yollarına emin adımlarla devam ediyorlardı. Hain, uşak, zayıf karakterli, İslam’a düşman, bağımlı yönetimlerin egemenliğindeki Arap âlemi israil ile savaşmış ama altı gün içinde büyük bir yenilgiye uğramıştı. İsrail çetesi ile mücadele eden tek bir yapı vardı, o da sosyalist, ulusalcı, Yaser Arafat yönetimindeki FKÖ idi. Daha sonraları bu yapı israil ile uzlaşmış, silik bir muhalefet haline gelmişti.

Ancak 1980’den sonra İslami hareketin inisiyatifi ele geçirmesi ile Siyonist çeteciler için zor günler başladı. Siyonistler işgal ettikleri Lübnan topraklarından Hizbullah’ın elleri ile atıldı. Daha önce israil’in müttefiki konumundaki Lübnan şu an israil karşıtı büyük bir direniş cephesine dönmüş durumda.

HAMAS ve İslami Cihad’ın direniş bayrağını devir almasından sonra sadece Gazze ve Ramallah değil Kudüs ve diğer işgal altındaki Filistin toprakları da Yahudi çeteciler için güvenilir yerler olmaktan çıkmıştır. Büyük Yahudi Devleti hayali kuran Siyonist çeteciler Filistin topraklarında bile varlıklarını artık tehlikede hissediyorlar.

Devasa askeri gücüne, hamisi konumundaki Amerika ve Batılı ülkelerin sınırsız desteğine rağmen Siyonist çete imkânsızlıklar içindeki, her anlamda sıkıntı ve zorluk çeken İslami direniş ile mücadelede yenilgi üstüne yenilgi almaktadır.

İran, Irak ve Türkiye gibi daha önce israil ile yakın müttefik olan ülkelerin başında şu an israil’e düşman veya israil’le ciddi sorunlar yaşayan yönetimler vardır.

İsrail, İslami direniş hareketleriyle ve muhalif yönetimlerle çevrelenmiş durumdadır. Sisi yönetimi ve bazı Körfez ülkeleri dışında israil’in varlığını meşru gören komşuları yok denecek kadar azdır.

Siyonist Yahudi çete İslami direniş hareketleriyle ve İslami muhalefet ile çepeçevre sarılmış durumdadır. İsrail bırakın büyümeyi şu anki sınırlarını koruyabilmek için Gazze ile kendi arasında, Lübnan ile kendi arasında devasa duvarlar örmektedir.

Son günlerde gündeme gelen işgal altındaki Golan meselesine gelince; Golan Suriye’nin en verimli toprakları olup Siyonist çete tarafından gayri meşru bir şekilde işgal edilmiştir. Siyonist israil, Suriye’deki iç savaş ile sevinmiş, Golan üzerinden Suriye’nin diğer bölgelerini de işgal etme hayali kurup büyük israil’e giden yolun açıldığını sanmıştır. Ancak hiç ummadığı, beklemediği bir durum ile karşılaşmış, Hizbullah ve direniş cephesi Golan bölgesinde de ciddi bir örgütlenmeye girişmiş ve şuan israil’e karşı Golan’da yeni bir cephenin açılması realitesi ortaya çıkmıştır.

Bütün bu mevcut tarihsel gerçekliğe baktığımız zaman israil çetesinin günlerinin sayılı olduğu anlaşılmaktadır. İnşallah Müslümanlar aralarındaki fitneyi, bölünmeyi sona erdirip güç birliği yaparak ümmetin kalbine hançer gibi saplanan israil tümörünü söküp atacaktır.

İsrail çetesini; Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, Afganistan’da ve diğer İslam topraklarında yenilgi üstüne yenilgi yaşayan ve İslam topraklarından defolup gitmesi yakın olan hamisi Amerika da kurtaramayacaktır.