Şam artık Müslümanlarındır… Bundan sonra sürecin çok iyi yönetilmesi gerekiyor. Zafer sarhoşluğuyla hatalar ve hızlı hareket etmemesi çok önemlidir. Bu başarı iyi yönetilirse Şam eski tarihi konumuna gelebilir. İngiliz ve Fransızların çizdiği haritasını artık yırtıp atma zamanı gelmiştir. Şam Müslümanlara geçmekle birlikte israilin tedirginliği de artmış bulunmaktadır. Çünkü, artık Müslümanlar işgal altındaki Filistin topraklarının sınırına gelmiş durumdadır. israilin var gücü ile Suriye’deki askeri alanlara saldırması da bu tedirginliğinin açık göstergesidir. Dolayısıyla, terör devleti israili koruyabilmek için Amerika Birleşik Devletleri, Irak ve Şam’da provokasyonlara başvurabilir. Bu inkılap, Ortadoğu’nun tümünü değiştirebilecek tarihi bir zaferdir. Dolayısıyla, şu dönem çok önemlidir. israil kadar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve diğer Körfez ülkeleri de endişeye kapılmış durumdadır. Şu anda Şam’da nasıl bir siyasi yapı ortaya çıkacağı belli değildir ama; büyük bir ihtimal ile HTŞ lideri seçime katılır ise kazanacağını şimdiden tahmin etmek mümkündür. Fakat seçim süreci nasıl devam eder şimdilik bilemeyiz ama HTŞ lideri seçimleri kazanırsa Şam tam bir devlete kavuşabilir. Çünkü Ortadoğu’da bunun gerçekleşmesini istemeyen bir sürü grup vardır, bunlara dikkat edilmesi lazım.
Şam hala eski sınırlarını kontrol altına almış değildir
Suriye’de hala Rusya, Amerika bulunmaktadır. Ayrıca, PKK/PYD de Suriye topraklarına göz dikmiş durumdadır. Bu ülkelerin de Suriye topraklarından çıkması lazım. Suriye devletinin toprak bütünlüğünden bahsederken bunların dikkate alınması gerekiyor. Bu emperyalist güçler Suriye’de bulunduğu müddetçe Şam’ın tam bağımsız bir ülke olması mümkün olmayacaktır. DEAŞ ile mücadele söylemi artık gerçekliğini yitirmiştir. Şu anda Şam tek başına her türlü yapı ile mücadele etme kapasitesine ve gücüne sahiptir. Suriye’de hiçbir örgüt Baas rejimi kadar güçlü değildi ve HTŞ bunun üstesinden de gelebildi ise diğerlerini kendileri halledeceklerdir. Şu anda Rusya ile görüşülmüş ve Şam bazı sözler vermiş gözükmektedir. Fakat Rusya ile yapılan herhangi bir antlaşmaya ön şart olarak hava sahasını koruma şartı öne sürülmelidir ya da ülkeyi terk etmesi için vakit verilmelidir.
Aynı şekilde ABD’nin önüne de zaman geçirmeden şart konulması lazım. Aksi takdirde terör adı altında bir sürü bahane uydururlar ve kalmaya devam edecekler… ABD’nin Suriye’de kalması terör bahanesiyle israili korumasıdır. israil istediği zaman Ortadoğu’yu karıştırmak için zayıf bir Suriye’yi isteyecektir.
Güçlü bir Şam güçlü bir Gazze savunması olacaktır… Biz bir ümmetiz ve acılarımız da ortaktır. Dolayısıyla, bundan sonra yapılan tüm görüşme ve anlaşmaların, Filistin’e aynı zaferi yaşatmak ve israilin teröründen ümmeti kurtarmak için olması gerekiyor. Bizim bir alışkanlığımız vardır bunu da hatırlatmadan geçmek istemiyorum. Suriye’de yaşanan gelişmeler elbette tarihi gelişmelerdir. Ancak, günlerce Suriye’yi konuşarak Gazze’yi ikinci plana atmak doğru olmayacaktır… Suriye’yi konuşurken mutlaka Gazze’yi de konuşmak, bundan sonra hangi stratejiler geliştirmek gerekiyor onu konuşarak gündemde tutmak lazım. Türkiye ve Şam arasındaki ilişkilerin de bugün olduğu gibi devam edilmesi de çok elzemdir. Suriye toprak bütünlüğü diye bir şey çok konuşuluyor. Suriye bir Arap ismi bile değildir. İngiliz ve Fransızların koyduğu ve böylece bizim dilimize doladığı bir uydurma isimdir. Suriye’nin gerçek ismi Şam’dır. Şam topraklarına Filistin, Lübnan, Ürdün de girmektedir. Dolayısıyla, zamanla bu toprakları da yeniden Şam’a katma stratejisine de şimdiden başlanmalıdır. Butik devletlere ihtiyaç yoktur. Bizler bir ümmet olarak diğer azınlıklarla da yüzlerce sene barış içinde yaşamışızdır, bundan sonra da yaşayabiliriz. Bize terör ve savaşları dayatanlar Batı ve siyonistlerdir. Gazze’ye selam, direnişe devam!