Sıkılıyorum bu dönemden, ne haklı var ne haksız… Her şey karışmış… Bayram bayram değil, seyran seyran değil… Her şey karışmış… Sakal serbest, başörtü serbest… Namaz kılan ve kılmayan aynı olmuş… Camiler hep birbirine benzemiş, İmamlar karışmış, cemaat şaşırmış… Doksanlı yıllara geri dönmek istiyorum… Bu dönemde dava diye bir şey kalmamış… Hocalar bloger, davamız heder olmuş… Şeyhler zengin, müritler taraftar olmuş… Mezhepler birbirine girmiş, Sünni Şii olmuş, Şafii Hanefi… Hacc turizm, umre tatil olmuş… Doksanlı yıllara geri dönmek istiyorum… Dava adamı olmak istiyorum, taraftar değil; sufi olmak istiyorum, zengin değil… Hacca gitmek istiyorum, tatile değil…

Sıkılıyorum bu dönemden, ne kardeş var ne arkadaş… Herkes dağılmış… Sanki gurbetteyiz, gurbette… Gelen yok, giden yok her şey AVM’de… Camiler boş, sofralar boş… Sohbetler boş, dostluklar boş… Ezanlar eskisi gibi okunmuyor, Kur’an eskisi gibi dinlenmiyor… Şarkılar boş, ilahiler boş… Bayramlar boş, günlerimiz boş… Doksanlı yıllara geri dönmek istiyorum… Dava arkadaşlarımla gece afişler asmak, gündüz okumak istiyorum… Başörtüyü savunmak, inadına sakal bırakmak istiyorum… Sözde değil, özde dava adamı olmak istiyorum… Her şey serbest olmuş ama her şey… Bir davaya sahip olmak istiyorum, futbol takımına değil… Sokaktaki yürüyüşü, evlerdeki sohbetleri, camilerdeki vaazları özledim… Bu dönemden sıkılıyorum…

Pizza’yı değil, pideyi istiyorum, doksanlı yıllardaki domatesi, soğanı istiyorum… Simidi ve çayı geri istiyorum… Peyniri ve yumurtayı özledim… Arkadaşlarımızın selamını, kucaklaşmalarını özledim… Faizin haram olmasını istiyorum, Ramazan’ın ramazan, Kurban bayramının bayram olmasını istiyorum… Rusya’nın düşman, Amerikan’ın eskisi gibi İblis olmasını istiyorum… Filistin’i, Afganistan’ı, Bosna’yı, Çeçenistan’ı, Doğu-Türkistan’ı geri istiyorum… Mücahitleri geri istiyorum… Şeyh Yasin’i, Abdullah Azzam’ı, Aliya İzetbegoviç’i, Cevher Dudayev’i geri istiyorum… Bıktım bu yeni isimlerden… Herkesle ve her şeyle dost olmak istemiyorum… Davayı dinlerken gözyaşı akıtmayı, ümmeti düşünürken heyecanlanmayı, zalime karşı cihada hazırlanmayı, düşmana karşı çıkmayı özledim… Cihada para vermeyi, dava uğruna kaybetmeyi, şehitleri anmayı özledim… Filistin için gece düzenlemeyi, Çeçenistan’a sahip çıkmayı, Bosna’ya, Afganistan’a selam göndermeyi özledim… Doksanlı yıllara geri gitmek istiyorum… Keşmiri özledim… Ben özledim be kardeş, sen özlemedin mi? Ümmetin birleşmesini, uyanmasını istiyorum… Ümmet için gece uyku kaçırmayı, cezaevindeki arkadaşlarımı ziyaret etmeyi, şehit yetimlerine erzak götürmeyi özledim…

Ben bu dönemden çook bıktım… Sahte gülüşlerinden, maddi çıkarlar için arkadaş olmaktan, siyasi çıkar için oy vermekten, ticaret için savaşmaktan… İktidar için gerçek davayı kaybetmekten bıktım… Gazze için ağlamaktan, Filistin için yürümekten, Çeçenistan için dua etmekten yoruldum… Siyasi partilerden, İslami cemaatlerden, sahte hocalardan, Birleşmiş Milletlerden, Arap Birliğinden, İslam İşbirliği Teşkilatından bıktım… Doksanlı yıllara geri dönmek istiyorum… Gerçek bir davaya dönmek istiyorum, yolu belli, sözü belli bir davaya… Dolara, Euroya, Borsaya tapmak istemiyorum… Ekonomiden, Merkez Bankasının kararlarından korkmak istemiyorum… Allah’tan korkmak istiyorum… Sahte davalardan bıktım ve usandım… Doksanlı yıllara geri hicret edip orada şehit olmak istiyorum… CHP’leşmek istemiyorum… Modernizmin kurbanı değil, İslam davasının kurbanı olmak istiyorum… Demokrasi şehidi değil, İslam şehidi olmak istiyorum! Gazze’ye selam, direnişe devam!