Batılı ülkelerin otoriteleri israil'i eleştirenlere zulmediyor, işlerinden ediyor, üniversitelerden atıyor ve çeşitli yasaklar getiriyor. Batı’da ‘ifade özgürlüğü’ resmen çöktü…
Batının ikiyüzlülüğü resmen ortaya çıktı. İsrail'in Filistinli sivillere yönelik katliamıyla ilgili olarak "soykırım" ve "apartheid" gibi kelimeler artık Batı’da yasaktır. Bu sözleri kullananlar ise işinden atılıyor, eğer üniversite öğrencisi ise eğitimden mahrum bırakılıyor… Bu olaylar Avrupa'da, Kanada'da ve ABD'de gerçekleşiyor. Filistin'i destekleyen ve Siyonist çete "İsrail"in katliamını kınayan bu ülkelerin vatandaşları iş ve eğitim fırsatlarının kaybıyla karşı karşıya kalıyor. Buna rağmen daha insani duygularını kaybetmeyenler hem terör çetesi israil’i ve kendi iktidarlarını eleştiriyorlar hem de protesto etmeye devam ediyorlar…
Kanada’nın CBC televizyon kanalı haberine göre, Filistinlilere yönelik herhangi bir destek ifadesi ya da israil'i kınamak, Kanadalılar için yalnızca işten çıkarılma ve işten uzaklaştırılma değil, aynı zamanda bir daha onları işe almama gibi bir riski de taşıyor. Ülkede başlatılan açık baskı ve tehditleri hizmet sektörü, eğitim, sağlık, hukuk ve medya gibi çeşitli istihdam alanlarını etkiliyor. Kasım ayında Ottawa Üniversitesi, sosyal medyada "Filistin nehirden denize kadar özgür olacak" paylaşımının ardından Dr. Yipeng Ge'yi üniversiteden uzaklaştırdı. Birçok Kanadalı vatandaş, israil'in Gazze Şeridi'nde işlediği suçları anlatan "soykırım" veya "apartheid" kelimelerini içeren paylaşımlar nedeniyle işten uzaklaştırıldı. Daha önce, Kanada'nın dört bir yanından 650 avukat, hukuk öğrencisi ve profesör, 7 Ekim'den bu yana "ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı bir etki" olduğunu belirten açık bir mektup yayınladı. Kendisini bir "insan hakları örgütü" olarak tanıtan Yahudi (Siyonist) Holokost Araştırmaları Merkezi'nin (Simon Wiesenthal'in Dostları) iki çalışanı CBC televizyon kanalına verdiği bilgiye göre, merkezdeki öğretmenlere israil'i eleştiren öğrencileri ihbar etmeleri için emir verildiğini söyledi... Bu örnekler sadece Kanada’da yaşanan örneklerdir… Bunları daha fazla getirebiliriz ama gerek görmüyorum…
Batılı ülkelerdeki iktidardaki siyasi partiler Siyonist etki gruplarıyla yakından ilişkilidir ve çoğu zaman onların kontrolü altındadır. Tamamen dinsel mezhepsel saiklere ek olarak, Batı'nın yönetici rejimlerinin pek çok üyesi Yahudi finans klanları tarafından yozlaştırılıyor ve şantaja maruz kalıyor. ABD Kongresi, israil'in kanlı suçlarına yönelik eleştirilerin yasaklanmasını talep etti… ABD üniversite rektörleri ABD Kongresi'nin benzeri görülmemiş baskısıyla karşı karşıya. Önde gelen üç üniversitenin başkanları - Harvard, Pennsylvania Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) - "Yahudi karşıtlığı" ile mücadele hakkında rapor vermek üzere kongre oturumlarına çağrıldı. Kongre üyeleri, protestolara katılan öğrencilerin yalnızca kınanmasını değil, aynı zamanda kovuşturmaya başlanmasını da talep etti. Saatler süren çekişmeli tartışmalar sırasında üç üniversitenin rektörleri ifade özgürlüğünü hatırlatmaya çalıştı. Ancak Kongre Üyesi Elise Stefanik, "ifade özgürlüğüne" hiçbir atıf yapılmamasını ve israil'in Gazze'deki kanlı suçlarına karşı atılan her türlü sloganın yasaklanmasını talep etti. Batı’da bunlar yaşanırken Yahudi çocuklarına Filistin soykırımını yücelten ve onaylayan şarkılar öğretiliyor. Yahudi çocuklara verilen eğitim ise Filistinlilere ve diğerlerine karşı nefret aşılamaya dayanıyor. Okul eğitimi sürekli olarak Yahudi olmanın “en yüksek ayrıcalık” olduğunu vurguluyor ve diğer halkların Yahudiler için köle olarak yaratıldığını vurguluyor. İşte Gazze’nin ne ile karşılaştığını düşünün… Bu caniler bugüne kadar bize medeniyet öğretmeye çalıştılar. Gazze’ye selam, direnişe devam!