Bu dönemde zam en çok konuşulan konulardan biridir… Her gün bir ürüne mutlaka zam yapılmaktadır… Evet… Her gün değişen hammadde fiyatlarıyla ve dolar kurlarıyla zam yapılmadan da olmuyormuş… Her şey birbirine bağlıymış… Ete zam yem fiyatlarına bağlı imiş… Ekmeğe zam buğday fiyatlarına gelen zamdan kaynaklanıyormuş… Domates, soğan, patatese gelen zam gübreye ve asgari ücrete yapılan zamdan kaynaklanıyormuş… Akaryakıta yapılan zam bütçenin ihtiyaçları kapsamında yapılmış onu ayrı tutalım… Kiraların artışı ise ülkeye gelen yabancılardan kaynaklanıyormuş… Yani, yapılan zamların nedenleri de belli hepsi dış kaynaklı!

Bu mantıkla hesap yaptığımızda Türkiye pazarına giren her ürün bir şekilde dışa bağlı… Bu da Türkiye'de üretilen her şey dışarıdan hammadde ya da bir parça alınarak üretiliyor demektir… Fakat biyolojik çeşitlilik, zengin iklim ve coğrafi koşullar, tarıma dayalı sanayinin varlığı ve dünyada 55 ürünün üretiminde ilk on sırada yer alan Türkiye önemli tarım ülkeleri arasında yer almaktadır… Türkiye'nin 77,9 milyon hektar olan toprak varlığının 26,3 milyon hektarını tarım arazileri oluşturmaktadır…

Konudan fazla uzaklaşmak istemiyorum… Zamlar insanları rahatsız ediyor, mutsuz ediyor, depresyona sebep oluyor ve hayattan bıktırıyor…

Bu ülkede yıllarca zam gelmeyen, yerinde duran tek şey imandır… İmana bir türlü zam gelmiyor… Hala çok ucuz ve her gün değerini ve gücünü kaybediyor… Borsaya girse kazandırmaz… Dışa bağlı olmayan tek ürün olduğu için mi zam gelmiyor bilemedim… Aslında iman için gereken tüm hammaddeleri, gübreleri ve inşaat malzemeleri elimizde var. Aslında bunu gündeme getirip tartışmak gerekiyor… Bundan rahatsız olmamız gerekiyor…

Her gün yükselen minareler, açılan camiler ve mescitler… Kur’an kurslarında yetişen hafızlar ve ilahiyat fakültelerinde ilim okuyan gençlerimiz olduğu halde neden bu imana zam gelmiyor anlamış değilim… Yazılan ve satılan kitapların haddi hesabı yok ama iman sürekli yerinde duruyor… Acil olarak imana zam yapmaz isek diğer ürünlere yapılan zamlar hiç durmayacak…

İyice düşündüğümüzde diğer ürünlere yapılan zamların çoğu imana zam gelmemesinden kaynaklanıyor… İnsan imana zam yapmadan aradığı saadeti bulamaz… Ürettiğin yumurtaya, ete, ekmeğe, ayrana, yağa zam yaparak para kazanabilirsin ama üretmediğin ürünlere de ihtiyaç duyuyorsun ve almak zorunda oluyorsun… Olmuyor, bir türlü tutturamıyorsun… İstediğin gibi olmuyor değil mi? Sorun onda değil… Yanlış yerde çözüm arıyorsun… O aradığımız şeyi ürünlere zam yaparak kazandığımız paralar ile satın alamayız… Araba, bir daire, bir arsa, bir yazlık insana yetmiyor… Daha fazlasını isteyecek… Neden mi? Çünkü imana zam gelmiyor… Her şeye zam geliyor ama imana gelmiyor… Beş para etmez oldu iman…

Zam gelmeyen bir şey daha var o da ahlak! İkisi kardeştir… Ahlak da zamsız durmaktadır… Fazla uzatmayacağım… Fiyatlarda güncelleme yaptığımız gibi iman ve ahlakta da güncelleme yapmaz isek bu gidişat durmayacaktır… İmana zam yapmaz isek ahlaka hiç zam gelmez... İlk zam Diyanet İşleri Başkanlığına, ardından Cami İmamlarına sonra medrese, ilahiyat, tarikat, cemaat hocaları imanı güncelleyecekler, hemen ahlak düzelir, büyük bir değişiklik göreceğimizden eminim… Haydin, imana zam yapalım…