Burada Kurban bayramın faziletinden ya da Haccın Menâsikinden bahsedecek değilim… Bu bilgiler herhangi bir İslam ilmihalinden okunabilir veya camilerimizde vaazda dinleyebilirsiniz… Burada bambaşka bir şey gündeme getirmek istiyorum… Hacca gidenler hac farizasını bitirdikten sonra geri gelecekler… Her gelen oradan birer İslam'ın ahlakını getirirlerse ne kadar güzel olacaktır… Hep düşünmüşümdür… Her giden geri dönüyor… Tövbe etmiş tertemiz duygularıyla dönüyor… Hacı amca deriz, hacı teyze deriz… Bize de ‘Beytullah'ta dua ediniz’ deriz… Hz. Peygamberimize selam göndeririz… Arife günü hatta ilk on günde oruç tutarız… Büyük bir bayram, büyük bir buluşma… Allah'ın evini ziyaret etmek ne kadar da güzel bir ibadet… Hele, Allah için kurban kesmek ve fakir fukaraya dağıtmak… Bu günlerde yoğun bir duygu akışı yaşıyoruz… Tekbirler ve tebrikler… Ayrıca, her evde et pişiyor… Devlet erkânı, tüm siyasetçiler, sıradan vatandaşlar olarak hep birlikte bayramı kutluyoruz ve bayram namazına gidiyoruz…


Her bölgeye göre kutlamalar yapılıyor ve kurbanlar kesiliyor… Bayramı en güzel geçirenler ise elbette çocuklar oluyor… Harçlıklar ve bayramlıklar onları daha da mutlu ediyor… Biz de küçükken öyle seviniyorduk, hatırlayın! Biz büyüdük, bizde bayram telaşı var ama çocuklarımıza bu sefer biz bayramı yaşatıyoruz… Komşularımızı da unutmuyoruz… Onlar da bir parça et hak ediyor… Küskünler barışıyor, en geniş anlamıyla, sıla-i rahimi gerçekleştiriyoruz… Fakir, fukarayı şimdiden tespit ediyoruz, maddi ve manevi destekliyoruz… Tekrar Beytullah'a gidelim…


Mescid-i Haram'da dünyanın dört bir yanından gelen hacılar var… Her dilde dualar yapılmaktadır… Her dili anlayan Allah'ımız var elhamdülillah! Hatırlayın, Allah şöyle buyurmaktadır, “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (Hucurât Suresi, 49/13)… Hacılar sadece kendileri için dua etmekle kalmıyor, kendi memleketleri, akrabaları ve tüm ümmeti Muhammed (S.A.V.) için dua ederler… Allah kabul etsin ve bizi ahirette Hz. Peygamberimizle buluştursun… Şimdi, söylemek istediğim bir şey var… Her bayramda birileri kurban edilen hayvanlara bir laf söylemek için uğraşıp duruyorlar… Türkiye'de ve genel olarak dünyada böyle bir zihniyet var… Sadece kurbanlarımıza değil, dinimize laf sokanlar oluyor… Bu zihniyet nereden besleniyor bilmem ama çok rahatsız edici bir zihniyettir… Bayramı kutlarlar bir şekilde ama kurbanı kesmezler… Dini ve Müslümanları hor görürler… Bayram günlerinde içkili masalar kurup eğlence yaparlar… Benim şöyle bir teklifim olacak! Hacca gidenler zaten Şeytan taşlama yapılacağı zaman cemre mahalline gitmeden önce Müzdelife'de bulunan taşlardan ve yolda bulunan taşlardan yeteri kadar taş toplarlar… Kurban bayramının dördüncü günü de Mina'da kalınması halinde cemrelere toplam yetmiş taş atılmış olur. Türkiye'den ve diğer İslam beldelerinden hacca gidenler fazla taş toplasınlar ve cemrelere taş attıktan sonra kalan taşları beraberinde getirsinler… Aramızda taşlanması gereken bir sürü 'şeytan' var… Orada taş atmak artık yetmiyor… Burada da 'şeytanları' taşlayalım… Allah salih amellerimizi kabul buyursun…