Bilindiği üzere, İslam dünyasından ve diğer Afrika ülkelerinden Batı'ya göç eden çok sayıda mülteci var. Bu analizimizde neden Müslümanların Batı'ya göç ettiğini anlatmak istemiyorum. Aksine, Batı'ya ulaşıp hayal ettikleri 'cennete' kavuşan çoğu ailenin ister istemez düştüğü durumu anlatmak istiyorum kısaca… Kim demiş 'cennete' gitmek kolaydır! Batı denilen 'cennete' gitmek çok zordur. Çok zengin olacaksın ya da keskin ilim sahibi, aksi takdirde sürüneceksin, denizde boğulacaksın, yollarda öleceksin, sınırdan bin pişman geri döneceksin… Uzaktan bakınca çok güzel gözüküyor o 'cennet'! Başından söyleyelim, o 'cennet' kutsal kitaplarda anlatılan ahiret cennetine inanmayanların kurduğu bir dünya cennetidir. Orası dünya 'cenneti' ise cehennem neresidir, diye bir soru aklımıza gelir… İşte mültecilerin bırakıp gittikleri yer de cehennem oluyor, anlayın…
Dediğimiz gibi, o 'cennete' kavuşmak ta kolay değil… Önce 'sırat' denilen köprüyü geçmek zorundasın... O köprüyü geçersen bile hemen 'cennete' giremiyorsun… Bir kampta tutuyorlar seni, sorgu senelerce sürebilir. Hayatta yaptıkların ve hayat biçimin seni geri 'cehenneme' gönderebilir… Çok çilekeş bir durum ile karşılaşırsın… Lafın kısası, senelerce 'a'rafta' kalabilirsin 'cennet' mi yoksa 'cehennem' mi diye düşünerek… İnanın, araf'ta kalan mülteciler tüm bu çilekeş duruma rağmen yine o 'cennete' kavuşmak ümidi ile mutlu oluyorlar… Bazılar seneler sonra a'raftan çıkıyor, istisnalar birkaç ayda… Fakat, o 'cennete' girsen bile mimli oluyorsun, ahirette vaat edilen cennetteki ebediyet söz konusu değil. İstediği yerde kalamıyorsun, sana belli bir yer tahsis ediyorlar ve orada kalmak zorundasın… Bir bakarsın, etrafta hiç tanıdık yüz yok, hani cennette hepsi aynı dili konuşacaklar idi! Konuştukları dili bilmiyorlar, yediği ve içtiği şeyler farklı, tat alamıyorlar… Ellerine bir evrak vermişler, haftada bir gidip imza atman gerekiyor… Henüz o cennetteki hiçbir hakka sahip değilsin… Gerçek sorgu 'melekleri' ile henüz karşılaşmamışlar… Dedik ya hala mimlisin! İşte 'sorgu melekleri' geliyorlar ve sorgulamaya başlıyorlar… İlk soru, neden cehennemden kaçtın? Eğer duymak istemediği bir cevap alırlar ise işin gerçekten zorlaşır… Kendi ülken hakkında olumsuz konuşursan o 'cennette' kalma hakkın artıyor… Hayatta hiç duymadığın, hiç düşünmediğin sorular ile karşılaşıyorsun… Bazen uydurmak zorunda kalıyorsunuz… Sorgu 'melekler' aynı soruları tekrar tekrar sorar… İnsan beşer, kuldur şaşar ama; sorgu melekleri çok profesyonel, hiçbir duygulara sahip değil, hemen not eder, 'bu insan yalancı' diye. Çok zor bir sorgudan sonra 'tamam' derlerse, sana bir sosyal yardım paketi verirler… Kişi başı belli miktar ülkeye göre değişir, geçimlik bir para ayarlarlar… Ardından, cennetin dili öğrenme şartı, kaçak iş yaparken yakalanırsan sosyal yardımını keserler… Çocuklarını okula göndermek zorundasın mecbur… İşte o 'cennetin' asıl yüzünü çocuklarını okula gönderdikten sonra görmeye başlarlar… Bütün dinler eşittir… İstediği dini seçebilirsin hatta cinsiyetini bile değiştirebilirsin… Her şey o cennetin kurallarına uyuyorsan serbest, zina, içki, kumar, her türlü cinsel tercihler hoşgörü ile karşılanıyor. En popüler din ise agnostisizm, deizm ve ateizmdir… Ahlak normlarına uymak zorunda değilsin, anne-babaya dinlemek zorunda da değilsin, cennettesin her şey serbest… Özgürlükler o biçim… Kediye, köpeğe bile tapabilirsin! İneğe, maymuna tap ama tek Allah'a tapmaya devam edersen yine mimli olacaksın… Mülteciler o cennete kavuşuyorlar ama; çocuklarını kaybediyorlar… Aile dağılıyor, o 'cennette' yetişen gençler artık bizim yaşadığımız 'cehenneme' uyum sağlamıyor… 'Cennete' ulaşıyorlar ama; hayat boyunca cehennemden geldikleri hatırlatılarak yaşamak zorunda kalıyorlar. Bir nevi 'cennet hizmetçileri' oluyorlar… Dünyaya tapan, güce tapan bir nesil yetişiyor… Nasıl o 'cenneti' inşa ettiler asla akıllarına gelmiyor. O cennet, Hindistan'dan, Afrika ülkelerinden, Ortadoğu'dan lafın kısası, İslam dünyasından nimetleri alıkonarak, milyonlarca insanı öldürerek ve köle edinerek inşa edilmiştir… O 'cennetin' devam etmesi için hala dünyanın diğer bölgelerinde savaşlar çıkarıyorlar… Fakat, unutmamamız gerekiyor bu dünya ebedi olan bir yer değil… O cennet bir gün mutlaka yıkılacak, şu anda orada 'kıyametin büyük alametleri' görünmeye başladı bile… Vesselam!