Müslüman, ‘elhamdulillah ben müslümanım’ demekle olmuyor... Müslüman sadece laf ile değil, hayatıyla, yaptığı tüm işleriyle bunu ortaya koymak zorundadır. Önümüzde Ramazan-ı Şerif var... Müslümanlar daha fazla ibadete ve daha fazla iyi işlere koşacaklar. Topluca dualar edecekler, camilerde teravihler kılınacak, zekatlar verilecek... O ramazan öyle bir mübarek ay ki ‘Coca Cola bile o ayda Müslüman’ oluyor... Laikliği savunan CHP bile Müslüman olmaya çalışıyor... Bu Ramazan daha farklı olacak... Çünkü, seçim öncesi geliyor... Hemen Ramazan Bayramından sonra fazla beklemeden seçime gideceğiz... Bu seçimde daha önce hiç hayal bile edemediğimiz olaylar yaşandı... Din düşmanı, LGBT destekçisi, terör yandaşı CHP ile birlikte ittifak halinde İslam davasını savunanları gördük... Siyasetin kirli oyun olduğunu biliyorduk ama; bunun olacağını hiç tahmin bile etmezdik...
Son günlerde ülkemizde yaşanan asrın felaketi sebebiyle deprem bölgesine gittim, geldim... Durum çok vahim... Milyonlarca insan evsiz kaldı, on binlercesi hayatını kaybetti... En çok devlete ihtiyaç duyduğu bir dönemde insanlar derin bir düşüncelere daldı. Kim bilir, bu altılı masanın adayı bir ihtimal ile kazandığını düşünün, deprem bölgesindeki insanların hali ne olacak, hiç düşündünüz mü? Bunlar hükümet kurulana kadar, devleti altıya bölene kadar depremzedelere ne olacak? Kendi aralarında bile hala soru işaretleri bulunan bu çürük zihniyetli Batı şovalyeleri Türkiye’yi ne hale getirecekler hiç düşündünüz mü? Kemal Bey laikliğin derdine düşecek, Meral Hanım, Karabağ sorununu gündeme getirecek, Davutoğlu, Halep’i almaya çalışacak, Babacan, Davos’a gitmek isteyecek, Demirtaş, cezaevinden çıkmaya çalışacak, Temel Bey, tövbe edecek diyeceğim ama; son tövbe kabul olur mu bilmem... Bunlar nasıl bir araya geldiler açıkçası aklım almıyor... Alevisi, Sünnisi, ateisti, Ermenisi bir araya geldiler, galiba yeni bir din, yeni bir Cumhuriyet mi kurmaya kararlılar, tahmin bile etmek mümkün değil! ‘İslamcı parti’ binasının önünde laiklik sloganları atılıyor, Cumhuriyetçi parti binasının önünde PKK’nın sloganları, Milliyetçilerin ise Başkanı Ermeni olduğunu açıklar... Görülmüş birşey değil gerçekten...
İşler Ramazan’da iyice daha da karışacak... Kemal Bey’i de Ramazan’da camide Yasin okurken görmek istiyorum... Davutoğlu’nu da Cem evinde zikir yaparken, hak ile batıl alanı ayırırken, ölmeden önce ölürken, sorguya çekilip soruldukları ya da bağlama çalarak karşılama ya da semah döndürürken görmek istiyorum! Babacan’ı ve Temel Bey’i Kandil Dağında iftar yaparken görürsem, Meral Hanımı da ‘Hırka-i Şerif’ camiinde teravih kılarken görsem de şaşırmam! Bunlar bir araya gelebildiler ise bunlardan herşey beklenir... Temel Bey çekilip Camii cemaatine karışıp kalan ömrünü ibadetle geçirirse, Davutoğlu yeniden üniversiteye dönse, Meral Hanım ev hanımı olup torunlarıyla ilgilense ve Kemal Bey köye dönüp bunca yıl yaşadığı başarısızlığını anlatan kitap yazsa Türkiye için bunlar daha büyük işler yapmış olurlardı... Hayır... Bunlar bunu da başaramazlar... Bunlar Batı’ya doğru baka baka Batılaşmışlar... Zihniyetiyle onlara benzetmeye çalışmışlar ama; tam benzememişler, "geçiş türü" veya "ara form" gibi kalmışlar! İşte bunları düşünerek Kahramanmaraş’tan dönüyordum, Ankara’dan İstanbul Yeni Havalimanına indim ve taksi ile dönüyordum, taksici CHP’li olduğunu asla Kemal Bey’e oy vermeyeceğini söyledi... Neden, senin partinin adayı değil mi diye sordum... Çocuk gayet güzel cevap verdi... Ben kaosu değil, istikrarı tercih ederim...