Deizm yeni çıkan bir görüş veya inanç sistemi değil, eskiden var olan ama; İslam dünyasında pek görülmemiş daha çok Batı dünyasında görünen ve takipçileri olan bir inançtır. Deizm inanışın tanımlanmasında kullanılan doğal din ya da doğal inanç kavramları, hiçbir aracı olmaksızın sadece akıl yoluyla kavranabilecek yalın bir Tanrı inancını belirtir. Bu inancı benimseyen kişiye de ‘Deist’ denir. Deizm çağımızda gelişen internet teknoloji ile mantar gibi yayılmakta. Bu inanç sistemi Türkiye’de çok konuşulmaya başlandı ve aynı zamanda yayılmaya da... Kehanetlerin, mucizelerin, dinsel dogmaların, demagojilerin ve kaynağı ilahi ilan edilen dinlerin reddinden dolayı peygamberler, kutsal kitaplar, sevap, günâh, ibâdet, dua, vahiy, melek, cin, şeytan, cennet, cehennem, ahiret ve kader gibi kavramların bu inanışta yeri yoktur. Çok geç olmadan, Diyanet işleri dahil omak üzere tüm okul ve üniversitelerde buna bir önlem alınmaz ise yeni neslimiz bu akıl dışı inanca kurban olacaktır...

Özellikle, sosyal medyada Kur’an alfabesini öğrenen herkes kesit kesit din hakkında videolar çekmeye, hadis rivayet etmeye ve tebliğ konuşmaya başladı. Ayrıca, bize Kur’an yeter diyen bazı gruplar da türedi. Hadis kabul etmeyen gruplar, sosyal medyada anekdotlar anlatarak dini sohbetler yapanlar dahil omak üzere din ilimlerin disiplinleri bilmeden konuşan herkes deizme mum tutmaktadır. Bu devirde herkes istediği bilgiye ulaşmaktadır. Dolayısıyla, yeni teknolojilerini bizden daha iyi kullanan gençlerimiz her türlü bilgiye de ulaşmaktadır. Bu bilgi akışını durdurmak da elimizde değil. Dolayısıyla, yeni neslin oluşan çağımıza ayak uyduran sorunlara inandırıcı ve mantıklı cevaplar vermek zorundayız. Asırlar önce yazılan Kelam ilminin  kitaplarıyla bugünün gençlere hitap etmek çok güçtür. Kuran mealleriyle, mezhep İmamların görüşleri ile gençleri maalesef bugün korumayız. Ümmeti Ehli Sünnet ve dışındakiler olarak bölerek de gençlerimizi korumayız. Artık taklidi iman çok tehlikeye girdi, artık tahkiki iman şart oldu. Dolayısıyla, Cuma günü bir hutbe okuyarak gençlere sahip çıkamayız. İlahiyat bitirenler, cemaatlerde medrese okuyanlar bile deist olmaktadır. Ortaçağ alimlerimiz tarafından yapılan din yorumları bugünün gençleri doyurmuyorsa, onların anlayacağı dilde yeniden yorumlanması gerektiğini düşünüyorum. Sakın yalnış anlaşılmasın, reformdan bahs etmiyorum... Din yorumlamasından bahsediyorum. Müslümanlar hala dünyanın düz mü yoksa küre mi tartışmalarına katılıyor ise vah halimize... Bugün gençlerimizi yalın Kur’an’a ve hadislere bırakırsak yarın birer deist olup çıkacaktır. Dolayısıyla, yeni bir dille yeni bir yoruma ihtiyaç olduğunu düşünüyorum... Diğer bir tehlike ise deizme götüren yollardan biri olan ‘Kur’an bize yeter’ diyen anlayıştır. Önce hadisleri bırakırlar sonra Kur’an’ı anlamazlar ve işin içinden çıkamayınca deist olup bırakırlar... Dolayısıyla, Kur’an ve Hadis ilişkisini, vahiy konusunu yeniden ele almak zorundayız. En önemlisi ‘felsefe’... Felsefe derslerine ağırlık vermek ve mantık ilmini, fiziği ve matematiği iyi okutmak zorundayız. Dinin ne olduğunu bilmeyen bazı ‘cahil hocalar’ gibi gençlerimiz de ‘iyilik ve kötülük’ ne olduğunu bilmiyor. Ateistlerin sorduğu soruları bugün Müslüman gençler de sormaya başladılar. Sosyal medyaya kurban edilmiş gençlere şimdiden sahip çıkmaz isek yarın çok geç olacaktır...