Türkiye artık çok büyüyor... Dünyanın her yerinden Türkiye’ye turistler geliyor. İstanbul sokaklarında Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avustralya’dan ve Güney Afrika Cumhuriyetinden gelen misafirleri görmek mümkün. Arap dünyasından gelenleri anlatmaya gerek yok. Arabistan, Mısır ile ilişkileri düzelmeye başlayınca o iki ülkeden gelenlerin sayısı çok artmaya başladı. Aynı çekilde Türkistan’dan (Orta Asya Cumhuriyetleri), Uzak Doğu’dan ve Kuzey ve Orta Afrika’dan gelen öğrenci, iş adamları ve turistleri görmek mümkün... Son zamanlarda Antalya’ya tatile gelen Ruslar dışında da Ruslar, Türkiye’ye ilgi göstermeye başladılar. Ukrayna-Rus savaşı sırasında Batı’nın uyguladığı ağır ekonomik yaptırımlardan dolayı Rus şirketler ve işadamları Türkiye’den ürün tedarik etmeye başladılar. Fakat, Türkiye bu kadar ilgiyi galiba kaldıramıyor.

Yabancılar diye geçmeyelim... Gelen her biri Türkiye’de para bırakmaktadır. Fakat, bizim vatandaşın gördüğü tek şey bir yerde kaçak çalışan Afganlı, Suriyeli ve Afrikalı yoksullardır. İnanın o çalışanlara asgari ücret bile verilmemektedir... Sağlık turizmi için gelip Türkiye hastanelerinde iki-üç kat fiyatları ödeyerek tedavi olanlar, yüzde 300-400 arasında değişen karla satılan apartman dairelerini kimse gündeme getirmek istemiyor... İstanbul Havalimanından Otele kadar 1500 TL transfer ücreti verenleri kimse konuşmuyor... İstanbul ‘Laleli’ piyasasını ayakta tutan bavul ticareti yapan Afrikalı, Türkistanlı, Kuzey ve Orta Afrikalı ve Rusyalıları kimse gündeme getirmiyor. Maalesef, herkesin gözüne giren yoksul olan ter dökerek her türlü ağır iş yapan Afganlılar, iş seçimi yapmaksızın çalışan Suriyeliler, saat satan Afrikalılardır. Binaen aleyh, bu çalışanlara hakkı bile verilmemektedir ve mağdur edilmektedirler... Çoğu sigortasız ve asgari ücretin altında çalıştırılıyor. İş verenler ise bu ağır işleri yapan başka Türk gençleri bulamadıklarından bunları aldıkları halde şikayetler her gün artmaktadır.

Batı ve emperyalist ülkelerin sömürgesinde kalan İslam ülkelerinden Türkiye’ye gelen misafirleri hor gören, hatta İstanbul havaalanında uçaktan iner inmez pasaport kontrol yaparken ayrı bir muamele gördüğünü hiç biliyor muydunuz? Senelerce İstanbul’a gelerek bavul ticareti yapan insanları sakalları yüzünden ya da geldiği ülkeye göre ya da tesettüre göre özel kontrolden geçirdiklerini biliyor muyuz? Elindeki telefonları alarak içindeki resimlerini kontrol ederek, Kur’an ve müzik yerine ilahiler olan gençleri geri gönderdiklerini biliyor musunuz? Özellikle, Çeçenistan, Dağistan’dan gelenler böyle bir kontrole tabi tutulmaktadır. Geri gönderirken ise Rusya’daki Türkiye konsolosluğundan vize alarak gelebilirsiniz diye 5 yıl deport koyarak geri gönderilmektedir. Bu gençler son dönemde Türkiye’ye farklı bakmaya başlamışlardı. Türkiye’yi İslam dünyasının kurtarıcısı olarak görüyorlardı. Giriş yapanları ilk taksici dolandırıyor, sonra otelde fazla fiyat ödüyor, alışveriş yapan mağazada dolandırılıyor yemek yediği lokantacı bile fazla para alıyor ve geri giderken ister istemez Türkiye’den nefret ederek memleketine dönüyor... Neden Batı ülkelerinden gelen gençler hiçbir zorluk çekmeden ve herhangi bir kontrolden geçirmeden Türkiye’ye gelip eğlenip giderken, bavul ticareti yaparak ekmek parası kazanmak için gelen Müslüman gençler Türkiye’den dönerken nefret etsinler?! Bu bir veya iki vaka değil, bu vakalar İstanbul Havalimanında hergün yaşanıyor... Bu İnsanlar Türkiye aleyhinde Avrupa İnsan Hakları mahkemesine davalar açarsa tüm davaları kazanırlar. Polislerin inisiyatifine bırakılmış bu vakaları devlet araştırsın. Türkiye’nin güvenliğini Müslüman gençlere nefret ettirerek koruyamazsınız...