Kocasının, çalıştığı yerdeki bayanlarla yakınlığından şikayet eden okuyucumuz şöyle diyor:

“Kocam özel sektörde çalışıyor. Çalıştığı yerde bayanlar da var. Bu durum hiç hoşuma gitmiyor. Bir defasında işyerine gitmiştim. Orada çalışan bayanlarla gülerek konuştuğunu gördüm. Sürekli, ‘başka yerde çalış` diyorum. O da buraya alıştığını söylüyor. Evde bana kızdığı zaman da eve az bir süre geç kaldığında da aklıma hemen o bayanlar geliyor. Bu huzursuzluk her halime yansıyor, şevkim heyecanım söndü gibi.”

Maalesef yaşadığımız ülkede aileyi tehdit eden bu mesele de devletin ilgilenmesi gereken sorunlardan biridir. Okullarda karma eğitimin ne büyük problemler doğurduğu hakkında oluşan bilinç, sonunda çözüm için adımlar atılmasını sağladı. Umuyoruz ki, geçen ay Malatya`da kadınlara özel belediye otobüsü uygulaması gibi, ülke genelinde kadın erkek karışık çalışılan işyerleri için de, olumsuz sonuçları azaltacak bir takım düzenlemeler yapılır.

Aile yuvasını bir cümle ile özetlersek; karşılıklı sadakat, saygı, güven ve anlayışla kurulmuş muhabbet ve merhamet binası diyebiliriz. Kadın nasıl ki, kocasının olmadığı yerde de namusunu korumak zorunda ise, aynı şekilde erkek de hanımının olmadığı yerde iffetini korumak zorundadır.

“İffetli olunuz. Çirkin fiillerden uzak durunuz ki, sizin kadınlarınız da, o kötü fiillerden kendilerini tutsunlar.” (Hakim, Berika 5/42) hadis-i şerifi buna işaret etmektedir.

Kadınların dışarda çalışmasıyla ilgili daha önce yazmıştık. Şu kadarını hatırlayalım. Efendimiz(sav), “Kadın avrettir, bunun için dışarı çıktığı zaman şeytan, ondan asla ayrılmaz.”(Tirmizi, Radâ 18) buyuruyor.

Bunu izah eden alimler şu tespitlerde bulunurlar; “Hemen anlaşılan şudur ki, kadın evinde olduğu sürece, şeytan insanlara vesvese vererek tamaha düşüremez. Evinden çıktığında ise hem tamah eder, hem ona tamah edilir. Çünkü şeytanın en önemli tamah kapısı kadınlardır.”(Tıybi,Feyz-ül Kadir 6/266).

“Şeytan bakışları kadına çevirtir ve vesvese verir. Zira evinden çıkmakla kendisine musallat olunmasına sebep olmuştur.”(Münziri, Tergib ve Terhib 1/336)

Efendimiz(sav) yine başka bir hadis-i şeriflerinde de; “Sizleri kadınların yanına girmekten sakındırırım”(Buhari 9/33) buyurmuş ve “Sakın bir erkek, yanlarında mahremleri olmaksızın bir kadınla yalnız kalmasın.”(Buhari, 9/331, Müslim 9/109) diyerek uyarmıştır.

Şeytanın şerrinden sürekli Allah`a sığınan kimse, ona aldandığı zaman, dünya ve ahiret saadetini kaybedeceğini unutmayan kişidir.

“Benden sonra erkeklere, kadınlardan daha zararlı bir fitne sebebi bırakmadım.”(Buhari, Nikah 17; Müslim, Zikir 97,98) nebevi fermanı tüm zaman ve mekanlara çok şeyler söylemektedir.

Burada okuyucumuzun korku ve endişeleri normal ve yerinde olmakla beraber, çaba göstermesi gereken birkaç hususun altını çizmekte fayda var.

Evvela, eşinin gaflet uykusuna dalmaması için bilincini sürekli açık tutmak zorundadır. Bu ise ona olan yakınlığını artırıp hissettirmekle olur.

Kocasının haram diyaloglardan kaçınması için doğrudan ve dolaylı çalışacak, çırpınacaktır ancak bunun en etkili yolu onunla konuşmasından, telefon görüşmesine, karşılamadan uğurlamaya kadar olabildiğince güler yüzlü, canlı ve muhabbet dolu olma gayretidir.

Kocasına verdiği değer; vesveselerle heba edilmediği sürece, evham ve kuruntularla dağıtılmadığı müddetçe kendisine dönecektir, bu nedenle, evin hanımı olarak kendisine verilen makamı ve yetkiyi doğru biçimde, ustalıkla kullanmasını bilen kadının değiştiremeyeceği bir süreç yoktur.

İkincisi de, kendi içinde büyüyen dikenlerin arkasına düşüp de fotoğrafını çekmek yerine güllerle ilgilenmelidir. Yani kocasının duygu ve tercihlerini iyi tespit edip bunları çerçevelemelidir. İlgi duyduğu her şeyi adeta hafızasında kaydetmeli ve onun kendisiyle geçirdiği vakitleri daha kaliteli, nitelikli ve özellikli hale getirme azminde olmalıdır.

Ve tabi ki, asıl gaye Allah`ı razı etmektir, güç, kuvvet ve yardım Allah`tandır.

Dua bekleriz.