“Sizi bir nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan var eden Allah'tır.”(A`raf Suresi189)

“Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim.” (Hadis-i Şerif- Ebu Davud)

Hani günümüzde moda olmuş ya, ‘bizim de söyleyecek sözümüz var` diye ortaya çıktığınız zaman, hemen size şunu soruyorlar; ‘kadın hakkındaki düşünceleriniz nedir?`

Öncelikle şu gerçeğin altını bir daha çizerek söyleyelim: İslamın kadın hakkında söylediğini bir kenara bırakıp da kendilerince kadını sahiplenme rolünü oynayanların ekseri, ya cahildir, ya sömürü peşindedir ya da yalancıdır.

Sevgililer günü, babalar günü, kadınlar günü, anneler günü gibi kapitalizmin sürekli tesbih ettiği ve dünyaya da tane tane çektirdiği günlerden biri yani kaz yolma günü deyip işin içinden çıkmak bir yana, ‘var tabi, kadın hakkında söyleyecek çok sözümüz var` deriz hem de hiç eğmeden, eğrilmeden ve eğilmeden..

Kadın ya da erkeğin değeri, evvela varlığı ile değil; kanaat, kabul, söz, hal ve fiilleriyle yani iman ve ameliyle ölçülür. Arzularını ilah edinerek esfel-i safilin derekesine inmiş beşerin cinsiyetinin kadın ya da erkek olmasının hiçbir anlamı yoktur.

“Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lût'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi. Allah, inanlara Firavun'un karısını misal gösterir: O: 'Rabbim! Katından bana cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun işlediklerinden kurtar; beni zalim milletten kurtar' demişti. İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de Allah örnek verdi. “Biz ona ruhumuzdan üfledik.” Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi” (Tahrim 10-12)

Güya 8 Martı kadınlar günü ilan eden batı modernizminin kadına bakışı da, geçmişini düzeltir bir eda ile, öyle özgürlük, eşitlik, hak ve hukuk jelatiniyle ambalajladığı gibi değil, kadının teni ve bedeni üzerinden hırsına malzeme yapıp makyajladığı kadardır. Kendi açıkladıkları raporlarda da mesela AB Temel Haklar Ajansı'nın verilerine göre, şu anda, Avrupa`daki kadınların yüzde 33`ü şiddet mağduru ve kadınlar, aynı işi yaptıkları erkeklere göre ortalama yüzde 16.4 daha az maaş alıyorlar. Daha ötesini söylemeye lüzum yok.

Kadının en büyük makamı iman ve itaatten sonra anneliğidir. Bugün iffete düşman olup anneliği yerlerde sürüyenlerin kadınlar gününden bahsetmesi o kadar ham ki, yutulacak gibi değil.

Elhasıl kadınların hakkından filan bahsedip kendileri himmete muhtaç olanlara söyleyecek sözümüz çok. İnşallah bir gün, o kiliselerin en yüksek yerlerini süsledikleri Meryem`in, Kuranda bahsedilen iffeti, isteseler de istemeseler de imanın nuruyla o beldelere tekrar ruh verecektir.

Ama bir iki söz de bu tarafa dönüp söylemek icap ediyor. Yıllardır aile programı yapmamız hasebiyle yaşanmış çok farklı hikayelere vakıf olmuşuz. Batının yapıp ettiği onların başına olsun da, hamdolsun Müslüman bir coğrafyada yaşıyoruz ve bir ailede dahi problem olmasını istemiyoruz.

Televizyon programına katılan izleyici, yakınında bulunan bir evdeki hadiseyi şöyle anlatmıştı:

Öğretmenle evli olan kadın en büyüğü onbir en küçüğü beş yaşında, dört kız çocuğu olduğu halde eşi tarafından boşanıyor. Kocası başka bir kadınla birlikte yaşıyor ve boşanan kadın da anne babasının evine dönüyor. Ancak sığındığı anne babası, boşandığı kocasından olan çocukları kabul etmiyorlar. Kocası da çocukları bırakıyor ve bu çocuklar bir hayırseverin kırık dökük evine yerleşiyorlar. Büyük kız, tek başına kaldıkları evde küçük kardeşlerine bakıyor.

Birkaç yıl önce yer ve şahıs isimleriyle teyid ettiğimiz bu olay, benzerleriyle yaşanmaya devam ediyor.

Maksadım, canınızı sıkmak değil. Ancak bir şeylerin yanlış gittiğinin farkına varıldığı zaman, bildik mukayeselerle avunmanın bir çözüm gayreti olmadığını da unutmamak gerek.

Kadınla bozdukları bu devranı ne Hans düzeltebilir, ne Dimitri ne de Robert. Bugün tek umut diye işaret olunanların, canlarından daha çok sevdikleri Peygamberleri; “Sizin en hayırlınız kadınlarına hayırlı davranan kimselerdir” buyurduğu günden bu yana sorumlulukları dünya kadar ağır ve büyüktür.

"Hatırlat, muhakkak hatırlatmak müminlere fayda verir." (Zariyat 55)