Suriye’den her dakika dehşetli işkence ve zulüm kareleri ortaya çıkmaya devam ederken henüz daha elin Coni’sinden, Hans’ından filan ciddi bir üzüntü açıklaması gelmedi. Tabi ki, Cemal Kaşıkçı gibi nicesini aynı yöntemle imha eden Suud ve diğerleri de şu an uyuma numarası yapıyor..

“Bakın zalimi saklandığı delikten yine ben çıkarıyorum o engin şefkatimle sizi Saddam gibi bir diktatörden kurtarıyorum” diyen Amerika, Esed için neden aynı numarayı yapıp da kendisini çok seven(!) kurbanlarının gözünde tekrar “süper man” olmayı tercih etmedi, edemedi?

Oysa o, çalardı, döverdi ama sonunda kurtarırdı ya, hani nerede o eski Amerika!

İnsan mezbahanelerini bulduk deyip askerleriyle ve medyasıyla orada işlenen cürümleri tüm dünyaya aktarıp “bakın işte biz bunun için buradayız” filan deseydi, kim engel olabilirdi? Ya da kim itiraz edebilirdi?

Düşünemedi değil, yapmadı da değil, yapamadı, kudret-i ilahi müsaade etmedi.

Kendi deyimleriyle; “Game Over”. Oyun bitti.

Yok bu muhaliflere alan açtı, kendi yapacağı işi onlara havale etti, yok İran’a karşı onları güçlendirmek istedi, yok bölgede şii uca karşı selefi bir uçla çift katmanlı istikrarsızlık planladı gibi uçuk kaçık komplo zırvaları da artık bit pazarına düştü, kimse yüzüne bakmıyor.

Allah azze ve celle, Hz. Musa as ile kavmini kurtardığı o mucizeden sonra aynı sünneti ile Afganistan’ı yardı. Rusya orada mücadele verenlerin peşinden o denize daldı boğuldu, ardından ABD, o denize daldı boğuldu.

Sonra Suriye’yi yardı, yine firavunlar o denize daldılar, Putin için orada kapanan deniz şimdi Obama ve ekibi için de kapanıyor.

Ve zalimleri sürekli gözünde büyütmenin, Allah’a şirk koşmak olduğunu bir türlü idrak etmeyen o korkak sinelerden yükselen tanıdık uğultu da boş:

“Hayır Amerika’nın kesin bir planı var, orayı her şeyiyle tamamen siyonist patronuna hediye etmek için böyle yaptı. Amerika ve batı asla kaybetmez, asla yenilmez, asla pes etmez, kaçmaz, korkmaz, affetmez..”

Yav he he.

Beleşten konduğu petrol kuyularından biri olan Deyrizor’u bile kurtaramamışken hala -haşa sume haşa- “Amerika Ekber Amerika Ekber” diye duyar kasmak büyük resmi görmek değil, olsa olsa bağırsağından name bestelemektir.

Şimdi şu grup, bu meşrep demenin sırası değil. Geçmişte şu şununla berabermiş, bunlar şunu yapmış, şu şöyle demiş gibi gürültüler de gereksiz.

Bugünden tezi yok vakit; Rusya’nın ve Amerika’nın kalamadığı bir yerde iyice yalnızlaşan işgal rejimine karşı ortak ruhu büyütme, Gazze’nin ve bütün Filistin’in de hücrelerini yıkıp mazlumları kurtarma vakti. 

Eee Rusya bile kaçıp gittiğine göre farzedelim ki amaçları Türkiye ile israili karşı karşıya getirmek olsun. Eğer bu senaryo doğruysa bundan daha büyük bir fırsat olur mu? O zaman kim bilir Allah cc Kudüs’ün yeniden fethini bize nasip eder. Olmaz mı..

Kaldı ki, 15 aydır mücahidlerin eliyle perişan olmuş her açıdan yorgun ve bitkin bir terör rejiminin hesabını görmekten daha büyük bir izzet, daha görkemli bir zafer, şan ve şeref var mıdır?

Allah-ü Teala ne takdir eder bilinmez. Ancak bunca çileden sonra herhalde Mescid-i Aksa’nın hür kılınmasını nasip edeceği kimseler de şirkten arınmış olmalılar.

Hür kimseler.

Nasıl yani !!?

Öyle işte..