Fıkıh Kitapları, İlmihal Kitapları önce Taharetle başlar. Bu herhalde sadece maddi yönüyle değil fikri veçhesi ile de temizliğin İslamın bir kısmı değil tamamı yani ta kendisi olduğu içindir.
Evvela Hakkı tasdik, şirkten temizlenmedir. Çünkü “Müşrikler sadece necistirler.” (Tevbe 28)
Takva günahlardan, haramlardan temizlenmedir. Çünkü “Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bunlardan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (Maide 90)
Her türlü kötülükten alıkoyan Namaz, nefsi arındıran oruç, kişiyi doğduğu günkü gibi tertemiz kılan Hac ve elbette ki fitneden kurtaran cihad hasılı İslam, itikadıyla, ibadetiyle, ahlakıyla, düşüncesiyle baştan sona temizliktir.
Haliyle iman bakış açısında da temizlik demek.
Kur’an, kusursuz bir Temizlik Kılavuzudur.
Peygamberler(asm), tezkiye etmek, temizlemek için geldiler. Onların varisleri olan alimler, şehidler, kıyam önderleri, evliya, asfiya ve suleha da öyle.
Fasıklar da fıskları oranında necis olduklarından getirdikleri haber de kirlidir ve bu yüzen onun kirlerine karşı dikkatle emredilmişiz.
İmam Rabbani hazretleri, içine riya karışan bir hayrı, Allahü Teala’nın temizleyerek, yani sahibine riyasının pişmanlığını tattırarak kabul edeceğini söyler.
Bediüzzaman Hazretleri de muhakkik ulemayı zikrederken, zaman, mekan ve şartların değişmesiyle dinin, fikir ve pratiğine bulaşan nahoş şeylerin o muhakkiklerin eliyle temizlendiğini belirtir.
Hz.Ayşe (rha) validemize ve ashaba dil uzatmak elbette ki temiz bir tutum değildir. Bunun yanında Allah’ı cc birleyen ve imanın altı esasına inanan ehli kıbleyi de mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun tekfir etmek de kirlidir.
Zulüm kimden gelirse gelsin bunu onaylamak, sessiz kalmak yahut bir şeyler hatırına mazur görmek illa ki necasettir. O yüzden bu satırların yer aldığı site ve gazete, ta başından beri dünyanın neresinde bir zulüm varsa bunun karşısında, mazlumun ise yanında olma konusunda hiç eğilip bükülmemiştir.
Birileri Gazze’nin yüz akı Hamas’ı tekfir ederken, ya da klavye başında edebiyat yaparken onlara sınırsız para ve silah desteği gönderenleri takdir etmek de herhalde Şehid Salih Aruri, Şehid İsmail Heniye ve Şehid Yahya Sinvar ve diğer direniş önderlerinin yaptığı gibi temiz bir nazar olsa gerektir.
Fakat Filistin’e destek olmanın Suriye’nin sabık zulüm rejiminin yanında yer almayı mecbur kıldığı tezinin ne kadar büyük vebal olduğunu bizzat o cürümlere karışanların yüzlerine söylemek de temizliğin gereği idi ve işte bu yüzden bu medyanın adı “doğru haber”.
Geçmişleri -bizzat kendi itiraflarıyla- kusur ve veballe alude olanların idrakinin bu seviyeye erişmesi için de illa ki suizan ve ön yargılarından da kurtulması beklenir.
Dolayısıyla Suriye’de mazlumların kurtuluşunun ne demek olduğunu tekfir fantezileriyle sağa sola savrulmuş ya da mezhebi uçlara mahkum olmuş yapılar değil, dupduru, saf ve en nezih ihlası ile Allah yolunda devasa işkencelerden geçmiş, yüzlerce şehid vermiş bir dava, en iyi anlar.
Şimdi aradaki fitne ve ihtilaflardan temizlenildiğini de ispatlama vakti.
“Siz, şunlar sayesinde bu kadar rahat yürüdünüz” iddialarından temizlenme vakti.
“Siyonist rejim, ülkeyi birkaç parçaya ayırmak istiyor, size de bir parça verecek” diyenlerin öngörülerinden de temizlenme vakti.
Velhasıl despot bir rejimden temizlenen bir diyar için sevinmek herkesin hakkı.
Allah-ü Teala, sırf kendi yolunda cihad edenlerin cehd ve gayelerini makbul eylesin, ve geçmişini tevbe ile, bugününü emperyalistlerden ve siyonistlerden uzak durma ile, ahvalini İslam ortak paydası ile, bağlarını suizandan arınma ile temizleyenlerden eylesin.
Mübarek ola.