Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın yazılı ve sözlü açıklamaları ile etrafındakilerin ve parti tabanının tutumları arasındaki fark hayli dikkat çekici.
Mesela Sayın Cumhurbaşkanı İran’da düşen helikopter için öyle sıradan bir taziye yayınlamıyor. Uzunca merhum Reisi ve diğer yetkililer için üzüntüsünü dile getiriyor, “Türkiye olarak pek çok kez olduğu gibi bu zor ve müessif günlerinde de komşumuz İran’ın yanında olacağız” diyor ve bununla da yetinmiyor bir günlük milli yas ilan ediyor. Fakat çevresindeki medya ve siyasilere bakıyorsunuz, mevzuları sadece ve sadece Akıncı’nın başarısı ve Acem oyunları..
Ve yalnız Türkiye için değil, tüm İslam alemindeki tanınmış zatlarda öyle bir tuhaflık, öyle bir çelişki ve sığlık var ki, tavırlarının bağlamı, varlıklarının gayesinden kopuk, kendileri ile efendileri arasına da külli tasavvuru umursamadan şahsi ben’lerini ve biz’lerini koyuyorlar.
Ölen yahut öldürülenler evvela insan.
Sonra bunlar aynı kıbleye yönelen, aynı Allah’a cc, aynı Kitaba, aynı Peygambere (sav), aynı Ahirete inanan müslümanlar.
Tamam mezhepleri ayrıdır. Dünya görüşleri de çıkarları da illa ki ayrıdır. Hatta bir çok konuda rahatsız edici veya “göre”liliğin ötesinde makuliyeti zorlayan kabul ve kanaatleri de çoktur.
Hatasız, isyansız, kusursuz, günahsız, zararsız, cürümsüz beşer de yoktur.
Bunlar ötekiliğe elverişli şucu bucu olabilir. Şöyleci böyleci olabilir, abuk sabuk bir yığın hikayeleri de olabilir.
Yahu tamam senin benim gibi sahabe’ci olmayabilirler fakat uzatma işte sonuçta bunlar da hepimiz gibi gibi Allah’çı işte.
Bunlar da bildiğin Fatiha’cı, Yasin’ci, Salavat’çı, Hamd’ci, Tekbir’ci.
Bunlar da bildiğin Kabe’ci, Mekke’ci, Medine’ci, Kudüs’cü.
Bunlar da bildiğin Namazcı, Ramazan’cı, Zekat’çı.
Bunlar da bildiğin Helal’ci, Haram’cı.
Hem bunlar da gördüğün gibi Gazze’ci, Mazlum’cu..
Onlar şurada şunlara şu haksızlığı yaptılar diyorsun da sen başka yerde başkasına hep hak mı dağıttın.
Senin sütten çıkmış ak kaşık olduğuna dair ayet mi indi?
Müslümanım diyen birinin felaketinde kupkuru kalan bir vicdan, kendi çölünde Dicle olsa ne Nil olsa ne? Ne yani Hüseyin’den esirgediğin Fırat’tan içtiğinde abı hayata mı kanacaksın?
Allah-ü Teala, Mescid-i Aksa’yı bir gün illa ki gerçek sahiplerine geri döndürecek de onlar herhalde birbirlerinin acılarını hissetmek için bile ihtilaflarının onayını bekleyen kimseler olmayacak.
Ni’mel Mevla ve Ni’mel Vekil, bir gün illa ki müslüman alemini içinde düştüğü binbir zilletten kurtaracak da izzeti, iman kardeşliklerine şerh düşen acayip masum(!) Müslümanlara değil de küfre ve zulme karşı ortaklık için yutkunanlara nasip edecek.
Veriler, deliller, bulgular, bilgiler, tespitler, izler, işaretler ister bu kurbanların bir iç dizayn ile imha edildiğini ortaya koysun ister ihmal ile isterse suikast ile fark etmez, müslümana yakışan tavır onları küffar ile bir tutmak değildir.
İslam Medeniyeti, İslam Ahlakı gibi büyük laflar edenler bu denli bir hafiflikle sadece inandırıcılıklarını değil, erdemlerini, faziletlerini de zedelediler.
En basit bir yöntem ile Peygamber(sav) olsa bu durumda ne yapardı, ne derdi? diye sorup öyle davranmaktan daha selametlisi var mı?
Hak Teala, daraltanlardan değil genişletenlerden eylesin.
Zayıflatanlardan değil kuvvetlendirenlerden eylesin.
Dağıtanlardan değil, toparlayanlardan eylesin.
Allah cc, Reisi, Abdullahiyan, Malik Rahmeti ve Ayetullah Ali Haşim’e rahmet eylesin.