Savaşlar sadece cephede yapılmaz. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de sembol olaylar daha aktüel bir ifadeyle sembol kareler askerlerden ve silahlardan daha büyük işler görmüştür.
Ashabı Uhdud kıssasında, gencin kraldan istediği de o değil miydi?
Tüm halkın izleyeceği birkaç saniyelik canlı ve çok etkili bir görüntü evet kendisinin ölümüne mal olacaktı ancak tüm halkın dirilip kıyama kalkması için bir kurban yahut bir şehid değil binlerce can feda olsa azdı.
İşte o kısacık sahne ile kocaman bir halk, ateş dolu hendeklere atılma pahasına gencin davasına sahip çıktı.
Şu anda Filistin’in öyküsü tam olarak budur.
Küresel zorbalar, Gazze’den yeryüzüne yayılan her bir fotoğraf karesinin ortaya çıkardığı sonuçlar karşısında ilk defa bu kadar acizler ve ilk defa öyle numaradan değil gerçekten endişeliler.
Ve cihanı yerinden oynatan simge değeri yüksek hadiseler artık sadece Gazze’den değil, yakın ve uzak coğrafyalardan da gelmeye başladı.
Amerika’nın en popüler üniversitelerinde, okuldan atılma ve tutuklanma pahasına direnen öğrenci ve hocaların verdiği görüntüler, meselenin sadece Hamas ile işgal rejimi arasında cereyan ettiği algısını pazarlayanların heveslerini gitgide daha fazla kursaklarında bırakmaya başladı.
Her ne kadar bu ülkede ikballerini siyonizme bağlayan ucuz köleler garanti gördükleri güvenli çıkışa kadar ölü karga taklidi yaparken, rüzgarın yönünü hava tahminlerinin belirlediğini sansalar da onlar da uyanan vicdan-ı alem karşısında duramayacaklar.
Hiçbir şey Gazze’nin unutulmasına yetmiyor. Ne ekonomi, ne seçimler.
Hiçbir şey Gazze’deki esirlerine ulaşmalarına yetmiyor. Ne hileler, ne basit ayak oyunları.
Hiçbir şey Gazze’nin idamına yetmiyor. Ne soykırım, ne sınırsız cephaneler.
Şimdi siyonist terör çetesi her zamankinden daha yalnız.
Şimdi siyonist işgal cephesi her zamankinden daha umutsuz.
Şimdi siyonist lanet kütlesi her zamankinden daha çaresiz.
Hainlerden daha fazla sadakat bekliyorlar ki, müslüman halklar setleri yıkmaya kalkışmasınlar.
Hainlerden daha fazla köpeklik bekliyorlar ki, bir süre daha kendilerini oyalasınlar.
Hainlerden daha fazla kahpelik bekliyorlar ki, güttükleri sürüleri otlaktan ayırmasınlar.
Netenyahu ve yanındakileri üzerlerini çizseler de sekiz milyar insanın sinesinde nefrete boğulmuş bir azgın güruha bundan sonra sahip çıkamayacaklar.
Katliamın faillerini uluslararası ceza mahkemesinin elinden alsalar da onları bunca şahidin aklı selim mahkemesinden alamayacaklar.
Çocukların yaşatılmaya çalışıldığı herhangi bir yerde o çocuklar Gazze’li akranlarına bomba yağdıran dondurma araçlarını geri gönderecek. Boykotla intikam nasıl alınırmış asıl onlar gösterecekler.
Sonra Filistin’e ihanet karşılığında siyon uşakların taktıkları madalyaları gençler birer birer yüzlerine fırlatacak.
Hem Hz. İbrahim’in Harran’ından, Hz.Eyyub’un çeşmesinden abı hayat içmiş imamların kanı düşecek Kudüs’e.
Sonra Yahya Sinvar yine öyle mütevekkil alellah çıkacak bir seher vakti. “Ve cealna min beyni eydihim sedden ve min halfihim sedden fe ağşeynahum fe hum la yubsırun” sırrıyla.
Ve mesela şu haberlerle küffar sarsıldıkça sarsılacak: “el-Kassam Tugayları, işgal ordusunun Gazze Şeridi'ne fırlattığı patlamayan iki füzeyi kullanarak 5 tankı imha ettiklerini duyurdu.”
“Ve ahiru da’vana enil hamdü lillahi Rabbil Alemin”.