Soykırımda aksama olmasın diye ta en başından beri bombaları, silahları, füzeleri, çok özel askeri birlikleri, paralı askerleri gönderip siyonist cürüme doğrudan katılan ve her türlü katkıda bulunan kim? Amerika.
İşgal rejiminin güvenliğini adeta kendi varlığından daha önemli ve öncelikli görerek bunun için tüm dünyayı tehdit eden eden kim? Yine aynı haydut.
Sadece Müslüman veya gayrimüslim değil, Gazze’deki koyun, keçi, at, kedi, ağaç, kuş da dahil orada nefes alan tüm canlıların yok edilmesini arka planda bizzat koordine eden, tüm masraflarını, taktik ve stratejisini üslenen kim? Yine aynı büyük şeytan.
İkide bir, sözcülerinin; “israilin hastane vurduğunu tespit edemedik, çocuk ve kadınlarını öldürdüğünü göremedik, sivillere zarar verdiğine dair bir delil bulamadık..” diyerek tüm dünya ile dalga geçtiği ülke kim? Yine anı büyük deccal.
Bombalar yetmedi deyip daha hızlı ve yaygın sonuç almak gayesiyle tüm Gazze’yi kıtlığa mahkum ederek milyonlarca insanın birer birer açlık ve hastalıktan ölmesi için sınırlardan yardım tırlarının girmesine engel olan kim? Yine aynı iri lanet, aynı kâbus.
Ve şimdi bu hilekâr İblis, uçaklardan yardım atıyor. Bu pis bir iyi polis-kötü polis numarası değil. Bu düpedüz henüz ölmeyen Gazze’lileri delirtme çabası.
Tabi paraşütü açılmayan paketlerle ölenler için de çok üzgün coni..
Bunlar yedisinde ne idiyseler yetmişinde de öyleler.
Gazze’liler bu vahşi kovboyların nice soykırım kurbanlarından sadece biri.
Kökünü kuruttukları 100 milyon kızılderiliyi kıyımdan geçirirken de onlara yardım ettiler.
“Üşümeyin üzülürüz” dediler ve battaniye gönderdiler.
Tabi gönderdikleri battaniyelere çiçek virüsü bulaştırarak..
Sadece bu öldürücü keşifleri sayesinde onbinlerce yerli, acılar içinde can verdi..
Ve tarihe “Çiçek Katliamı” diye geçen bu hadise şu anda Teksas'taki Kızılderili Soykırım Müzesi'nde korunan bir belgede ispatlı delilli halde yer alıyor.
O yüzden -ölmemek için almaya mecbur olanlar hariç- kimi Gazze’liler, Amerika’nın attığı paketleri yere çaldılar.
Attıkları atom bombalarıyla yüzbinlercesini bir anda öldürdükten üç yıl sonra “bendensin” deyip Marshall Planı ile Japonya’yı ayağa kaldırırırken de onların kafalarını Amerikan işletim sistemiyle formatlayanlar yine bunlar.
Tabi tutarsa, şeytani planları sadece paket atma hokus pokusuyla sınırlı değil.
Geçen gün ne dedi Biden: “Gazze'de kıtlığı önleme çabasının bir parçası olarak bölgeye deniz yoluyla insani yardım ulaştırmak üzere geçici liman inşa edeceğiz.”
Bölge dediği yer neresi? Gazze sahili.
Yardım gemileri nereden gelecek? Kıbrıs’tan.
Bir taşla kaç kuş vurmayı hesap ediyorlar bakar mısınız?
Hem Kıbrıs’a yerleşerek Türkiye’ye de mesaj verecekler..
Hem insani yardım maskesiyle Gazze sahilinde ve içindeki varlığını hem dünya kamuoyu önünde, hem elleri kolları, dilleri ve iradeleri bağlı Araplar yanında hem de çaresiz bıraktıkları Filistin halkı nezdinde bir meşruiyyet zemini oluşturacaklar.
Güya bombalarla canlarını, lanetli yardımlarıyla şahsiyetlerini, liman kurarak da geleceklerini mahvetmek istiyorlar.
Peki bu örümceğin hesap edemediği şey ne?
Ağını uçuracak olan rüzgar.
Hangi rüzgar?
Şu ayetteki rüzgar:
“Allah'a ve Resûlüne itâat edin; birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize korku düşer de rüzgârınız gider; o hâlde sabredin!” (Enfal Suresi 46)
Şu anda Filistin’de neredeyse tüm gruplar birliktelik görüntüsü veriyor. Ve bu rüzgar, beş ayı aşkın bir süredir esiyor.
Allah’ın izniyle ağlarını paramparça etti, içlerine korku saldı. Bu rüzgar böyle esmeye devam ederse tutunacakları bir dalları kalmayacak.
Ve bunca katliama rağmen Hamas’tan koparamadıkları Gazze’liyi, yardım tuzağıyla yanlarına çekme hilesi de tutmayacak Allah’ın izniyle..
“Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış bir düzen vardır (feci bir karşılık vardır)” (İbrahim Suresi 46)
Tüm acılara derman vesilesi olacak Ramazan Ayı, İslam alemine mübarek olsun.