Dr. Naledi Pandor; 62 milyonluk nüfusu ile Kongo’dan sonra 58 devletli Afrika kıtasının dördüncü büyük ülkesi olan Güney Afrika Cumhuriyetinin Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanı yani Dışişleri Bakanı.
70 yaşında ve tam 30 yıldır parlamentoda milletvekili.
Almanya'nın Güney Afrika Büyükelçisi Walter Lindner onun için şöyle diyor: “Pandor bizim için yeni Güney Afrika'nın bir sembolü, modern, yenilikçi, bilimsel ilerlemeye adanmış ve aynı zamanda olağanüstü bir kadın lider.”
Naledi Pandor; 15 Ekim’de düzenlenen bir konferansta; “Filistin'deki durumun benzeri görülmemiş bir şiddete yükselmesiyle, ilerici ve sol güçler, İsrail'in suçlarına son vermek için uluslararası dayanışma çabalarını nasıl artırabilirler?” diye soruyor ve uzun bir konuşma yapıyor.
Konuşmasında ilginç notlar var.
Mesela diyor ki: “2021'de Afrika Birliği Yürütme Konseyi'nin zirvesinde otururken Afrika Birliği Komisyonu başkanı, kulağıma, ‘israile, Afrika Birliği'nde gözlemci olma daveti verdiğini’ fısıldadığında büyük bir endişeye kapıldım ve bu faciayı oradaki yoğun çabamla durdurdum. Ancak gözlemci olmasa da Fas’ın sayesinde maalesef israilin hâlâ bu birlikte bir masası var.”
Konferans, sol yapıların katılımıyla düzenleniyor ve bu Bakan da, sözlerinin arasında “şimdi diyeceksiniz ki yoldaş Pandor ne yapıyor?” diyor.
Yani kendisini solun bir parçası olarak niteliyor.
Hatta şu cümlesi de bunu teyid ediyor: “Eski liderlerimizden biri yoldaş olduğunda öyle bir şey söyledi ki, duyduğumda dehşete düştüm, ona artık yoldaş demem gerekip gerekmediğini bilmiyorum, yoldaş, terör çetesi israilin apartheid bir devlet olmadığını söyledi.”
Tabi konuşmasının satır aralarından solculuğu örgütlülük şeklinde tarif etme çabası da gözden kaçmıyor.
Haliyle buradaki solcularla tam zıt bir kulvarda.
Ve yeryüzündeki despot zalimlere, sömürüye, insan hakları ihlallerine, adaletsiz paylaşımlara karşı manifesto niteliğindeki sözlerine bakınca adeta merhum Aliya İzzet Begoviç’i okumuş gibi oluyorsunuz.
Özellikle de siyonist işgal rejimine karşı dile getirdiği aktif mücadele çağrısı müthiş: “Her Güney Afrikalıya soralım. 62 milyon kişiyiz ... hepimiz bir şey bağışlamalıyız, yiyecek veya tıbbi ürünler, ve bir havayolunu hepsini Filistin ile Mısır sınırına götürmeye ve bu malları teslim etmeye ikna edelim. Yapılacak en ilerici şey birleştirmek ve harekete geçmektir. Ve umarım bunu yapmaya başlayacaksınız.”
Kendisini ve ailesini tehdit etmelerinden korkmadığını belirtirken iki gün önce de şöyle konuştu: “israil, Güney Afrika'ya, 'Hamas'ın yasal kolu' demiş, yorulmadan Filistin'in yanında olmaya devam edeceğiz."
Naledi Pandor, dün bir sürpriz yaptı. Başörtüsü ile bir demeç verdi. “Peygamberimiz(sav) şöyle buyurmuştur diyerek "Her kim, zalim olduğunu bildiği hâlde zalime destek olursa o kişi dinden çıkmıştır" Hadisi Şerifini ve zulümden alıkoyma hakkında diğer bir hadis aktardı.
Sanki “yoldaş”lardan ümidini kesmiş ve İslamın siyasi alandaki cihadına yönelmiş bir hali vardı.
Tarih, Uluslararası Adalet Divanındaki davanın mimarı da sayılacak bu kıymetli bakanı, Filistin Davası’nın insanlığa kazandırdığı örnek şahsiyetler arasında sayacak.
Teşekkürler Dr. Naledi Pandor.
Senden tüm devlet yöneticilerinin öğreneceği çok şey var.
Cesaret gibi, insanlık gibi, vicdan gibi, haysiyet gibi.
Ve Senden buradaki solcuların -farzı muhal de olsa- alacağı çok şey var.
Onlardan biri mi?
“Dürüstlük.”