Peygamber Efendimiz(sav)’in mübarek mevlidi için törenler de, anlatımlar da çok yetersiz.
Habibullah’a (sav) açlık, muhtaçlık her çağın alınyazısı. Ancak “şu taklidi kırılmış ve teslimi bozulmuş asır” çok farklı. Bu asrın Efendimiz(sav)’e ihtiyacı havadan sudan daha fazla. Sadece Siyerine, Hadislerine değil Mevlidine de öyle.
Birileri bu işi fıkıhla ölçmeye, birileri tarihi arka planını sorgulamaya kalksa da vaziyet ortada.
Şu anda Modern Batı Düşüncesi, hazperest, hızperest, tenperest, kendine yabancı, özünden kopuk şahsiyetsiz kısaca nübüvvetsiz, risaletsiz ve bu manada sünnet-i seniyyesiz insan türü üretme hedefine her gün biraz daha yaklaşıyor.
Ve şimdilerde laik, deist, ataist, ateist, pozitivsit, liberal ne kadar kallavi Allah düşmanı varsa hepsi oklarını Hz. Muhammed(sav)’e yöneltmiş haldeler.
Kur’ana karşı çaresiz olduklarını biliyorlar. Ancak ahkamını devletten uzaklaştırmayı başardıkları günden beri bütün güçleriyle Peygamberimiz(sav)’in sünnetine, siyerine, hürmetine, sevdasına saldırıyorlar.
Çünkü “Sünnet-i seniyye edeptir. Hiçbir meselesi yoktur ki altında bir nur, bir edep bulunmasın.” (Bediüzzaman rh)
Müslüman toplumu kendi medeniyet köklerinden koparıp kökünü kurutmanın yolunun “Sünneti Seniyyeye” bağlılığı zayıflatmaktır. Bunu çok iyi biliyorlar ve tam gaz çalışıyorlar.
Ehli kıblenin kendi arasındaki uhuvveti husumete dönüştürmenin, ittifakları ihtilaflara çevirmenin, ülfeti nefrete, ünsiyeti yabancılığa kalbetmenin yolu alemlerle, rahmetin arasını koparmaktır. Bunun neticesini test edip görüyorlar ve devasa bir inovasyonla uğraşıyorlar.
Kur’ana yetmeyen güçleriyle önce Arab harflerine vuruyorlar. Sonra Arapça ezana iliştikleri gibi Arab’ı Türk’ün karşısına koyup yanına “vatanımız” sıfatını getirerek tahrip gücü yüksek fitnelerle Resulullah(sav)’a, Onun emir ve yasaklarına, tavsiyelerine dil uzatıyorlar, asrı saadeti ve ashabını kıymetten düşürmek için yırtınıyorlar.
Modern yaşam biçimiyle sünneti, kıyaslarken de “beni ateşten, onu topraktan yarattın, ben ondan üstünüm” taktiğiyle hareket ediyorlar.
“Bende Iphone var, onda sarık cübbe, ben ondan üstünüm.”
“Bende yapay zeka var, onda misvak, ben ondan üstünüm.”
Bu kadar iftira, zırva, hile ve vırrayla dolu kıyaslamalar da sonuçta sünneti seniyye karşıtlığına peşinen verilmiş ahmaklık azabından kaynaklanıyor. Kendinden bildiğin o teknolojinin arka planında sonuçta sünneti seniyyenin hayata kattığı değer ve tecrübe var. Ve küresel eşkiyaların İslam coğrafyalarına reva gördüğü sömürü, katliam ve işgal gibi envai çeşit zulümleri, gaspları, yağmaları var.
Hakikatte Resulullah(sav)’tan kalben, ruhen ve fikren uzak olup, insanları O’ndan uzaklaştırmaya çalışanlar yeryüzünün en hayasız, en ayarsız, en insafsız, en tutarsız, en necis, en habis ve en haysiyetsiz canlılarıdır. Hayatları kumar, vaadleri yalan, ahidleri hıyanet, hırsları fıskı fücur, huyları fesaddır.
Onlar bir yana her mübarek viladet mevisiminde, okunan Mevlidlerle beraber yeniden bir Sünneti Seniyye seferberliği başlatılsa ne güzel olurdu.
Sadece Siyer Sınavı, Naat, Kaside ve Güzel Mevlid Okuma Yarışmaları değil, “her seviyede farklı verilecek 40 Hadisi ezberlemeyen sınıfı geçemeyecek” gibi biraz daha konuyu zarurete dönüştüren adımlar atılsa ne iyi olurdu.
Toplumda artan huzursuzlukların, gerginliklerin, kısır çekişmelerin, yozlaşmaların ve önü alınamayan dağılmaların, Peygamber Efendimiz(sav)’in sünnetinden uzaklaşmaktan kaynaklandığını bilmek ve buna karşı ne yapılabilir diye düşünmek herhalde en anlamlı mevlid kutlaması olacaktır.
Peygamber’e(sav) tabi olanın siyaseti dürüsttür, temizdir, adalet odaklıdır. Ticareti kazançlı, bereketli ve helal odaklıdır. Ailesi mesud, gayretli ve emanet odaklıdır. Bütün sosyal alakaları Allah korkusu ve ahiretteki hesaba dayalıdır.
Mevlâ, Resulün(sav) sünnetinden ve muhabbetinden hissemizi artırsın.