Fıkra bu ya, Nasreddin Hoca çıktığı uzun yolda bir hana girmiş. Hana bir yolcu daha gelmiş. Hoca ile diğer yolcu, hancıdan yemek istemişler. Hancı da yemek olarak sadece bir tek balığın kaldığını söylemiş. Aralarında bölüşmeye karar vermişler. Hoca; “balığın başını ben yiyeceğim” diye tutturunca diğer yolcu sebebini sormuş. Hoca da şöyle cevap vermiş: “Balığın kafası insanın zekasını artırır, aklını kuvvetlendirir.” Bunun üzerine adam; “olmaz, o kısmı sen niye yiyecekmişsin, onu ben yiyeceğim” demiş. “Sen yersin ben yerim” diye biraz atıştıktan sonra Hoca; “haydi neyse yolda kalmışa iyilik sevaptır, ne yapalım bu seferlik ben gövdesini yiyeyim” deyip balığı afiyetle midesine indirmiş. Ortada balık filan kalmayınca adam hocaya şöyle çıkışmış: “Sen koca gövdeyi yedin, doydun, ben ise aç kaldım.” Hoca, “bak, balık kafası senin kafanı hemen çalıştırmaya başladı” demiş.

Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayına akıl verenlerin de oy verenlerin de kafası seçimden sonra çalışmaya başladı. Tabi ba’de harabil Basra..

Hepimizin terennüm ettiği; “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler” şiirinin sonu; “vallâhi güzel etmiş, billâhi güzel etmiş, tallâhi güzel etmiş, Allah görelim netmiş, netmişse güzel etmiş” diye biter.

İşte kendi zaviyemizden o güzelliklerden birkaçı:

Cumhurbaşkanı ilk turda seçilseydi, bir kısım seçmendeki sevinç, haddi aşacaktı yani aşırı kibir ve gururla “görün gücümüzü” şeklinde çığırından çıkacak, bu da arka plandaki mânâ perdesini, melekût aynasını incitecekti.

Çalışana, hak edene yahut dilediğine Allah cc, iktidar lütfeder, buna elbette sevinilir. Ancak son yıllarda artan kutuplaşma ile öyle bir hava oluştu ki, seçimi kazanan taraf, içinde biriktirdiği tüm kontrolsüz heyecanı, sınırları çok aşar bir tarzda karşı tarafın üzerine boca edecekti.

Sonuçta bu topraklarda birlikte yaşama iradesi çok sağlıklı olmasa da tamamen zayi olmamalı. Hele de şöyle ya da böyle hakkın tarafında yer alanlar; sadece bir şahıs, bir çaba, bir süreç gibi bir takım vasıtalara aşırı nedensellik atfedip nimeti asıl verenin Cenabı Hak olduğunu unuttuklarında “kazandık” zannettikleri yerde kaybetmişlerdir.

İkincisi; Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, bu oyu yalnızca karşısında yerli gözüken ittifakın bileşenlerine karşı almadı. Yani önüne sadece yedili sekizli masa, kimi belediye başkanları, dağdakiler, ovadakiler, fonlananlar, güdülenler ve kinliler vs. çıkmadı. Küreselcilerin cinsi sapkınları, sermaye baronları, medya aparatları, strateji ve algı merkezleri gibi daha birçok aktör de bu yarışta kozlarını oynadılar.

Haliyle ağırlıklı olarak Karadeniz ve Orta Anadolu’nun endişe ile sahiplendiği; “bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” mottosuna karşı “özgür olacağız, çağdaş olacağız, batı ile el ele tutuşacağız” diye çıkarılanlar, dışardan sınırsız destek de alsalar, ilahi bir el onlara müsaade etmedi. İkinci turda da eğer bu kararlılık korunursa imtihan inşallah büyük bir başarı ile geçilecektir.

Üçüncüsü; HÜDA PAR’ın ilk defa dört vekille mecliste temsil edilecek olması bu coğrafyanın en yumuşak karnı olan “Kürt Meselesi” için ilk defa hakiki, sonuç odaklı ve sahada karşılığı olacak bir sürece girilmesi anlamına geliyor. Türkiye’nin demografisi ve jeostratejisi üzerine kafa yoran Batı’daki tüm güdümlü think tank kuruluşları için bu gelişme, hayli karmaşık bir denklem anlamına geliyor. Seçim politikalarını tamamen HÜDA PAR karşıtlığı üzerine kuranlar, Erdoğan’ın kararlılığından umut kesince MHP’ye öyle yalvardılar ki az kalsın şunu diyorlardı: “Seçimi yine siz kazanın ama ne olur HÜDA PAR’ın halkın gönlüne girmesine izin vermeyin, hele hele meclise taşımayın.” Tabi ki HÜDA PAR’a karşı açık savaşlarını tüm güçleriyle sürdürecekler, bunda zerre şüphe yok. Allah cc, şerlerinden muhafaza eylesin.

Dördüncüsü; artık bu ülkede yoğunlaşılması gereken en önemli husus; bu halkın diniyle, İslami referanslarıyla mücadele edenleri büyüten, koruyan, cesaretlendiren tüm sebepleri inceleyip, bunu iyice zayıflatmak, en azından desteklememektir. Eğitimde ise eğitimde, sanat camiasındaysa orada, medyada, sivil alanda ve hakeza..

Allah-ü Teala yarınımızı bugünümüzden hayırlı kılsın. Amin