ABD’nin Afganistan’dan çekilmesine yönelik, İslam alemi başta olmak üzere vasat dünya halklarında hisler karışık.

Birincisi, bu Amerika denilen tanıdık şekil, işgal ettiği bir yerden çıkıyorsa ya daha spesifik başka bir numarası vardır, onu deneyecektir, ya kendine kullanışlı bir aparat bulmuştur yükünü ona yükleyecektir, ya da çıktığı yerde petrol, gaz vs gibi işine yarayacak bir kaynak kalmamıştır/bırakmamıştır.

Ha zahire göre doğrusu şu değil mi? : Afganistan’da Vietnam benzeri bir filmin dejavusu oldu, kaybettiler, yenildiler, rezil oldular, zillet içinde Taliban’la masaya oturdular, “ne olur bırakın gidelim, tamam siz kazandınız, biz tüm dünyaya ilan edip buradan ayrılıyoruz” dediler. Öyle gözüküyor ama bu hakikati, yukardaki şüphe gölgeliyor.

O yüzden de sevinçler tereddütlü, ‘oh be’ ler kısık.

Amerika’nın son 60 senede 60 ‘dan fazla ülkeye, askeri müdahalede/girişimde bulunduğu biliniyor. Ve bunların çoğu doğrudan savaş yerine üs kurup yerleşme, partner yetiştirip kollama, darbe yapma, koalisyonlu, NATO’lu ve BM kılıklı işgallerde bulunma gibi daha çok taktik özellikli.

Bu oyuna, sıradan bir Amerikalı vatandaşının, ‘biz (devlet olarak) dünyanın hakimiyiz, yeryüzünün her türlü güvenliği bizden sorulur’ algısını diğer ülkelerde ise ‘ABD’ye kimse karşı duramaz, şerlerinden korunmak için taviz verilmelidir’ kuruntusunu sürekli canlı tutmaya yönelik farklı göz boyama faaliyetleri de diyebiliriz.

Yalnız her yıl ortalama bin civarında intihar ve binlerce cinsel taciz vakalarıyla itibarı yerlerde sürünen ordusuyla ve aşırı masraflı şirket elemanı savaşçılarıyla artık karnesinde bir tane iyi notunun olmayışı, eyaletleri bir arada tutacak milliyet duygusunu beslemiyor. 

Hâsılı, her ne kadar 20 senede binlerce askeri ölse de, 2 trilyon dolar zarar etse de ve doğrudan ve dolaylı olarak çoluk çocuk, kadın yaşlı demeden bir milyondan fazla Afganlıyı katledip, milyonlarcasını sakat bıraksa da ve ülkedeki tüm yer üstü yer altı kaynaklarını muhtemelen yalayıp yutmuşsa da, karizmasını çizme pahasına çıkmazdı, işin içinde mutlaka bir hinlik vardır denecektir denmesine de, defolup gidişleri bu sene ki Kurban Bayramına ayrı bir hava katacaktır.

Amma velakin asıl bayram, ABD’den hesap sorulmaya başlandığında olacaktır. 

Ey lanetli ruh! Yirmi yıl boyunca hiç ara vermeden sayısız okul, hastane, köy bombaladın, mesela 2 Nisan 2018 de hafızlık kursunda yüzden fazla Kuran hafızını katlettin, ülkeden çıkacağını açıkladığın Şubat ayından sonra daha geçen Mayıs ayının 8’inde bombaladığın lisede, çoğu kız çocuğu 68 öğrenci öldü 165 öğrenci yaralandı. Ve daha yüz binlercesi.. Hesap ver!

Ey milyar kere milyar kahrolası alçak hayalet! sadece 2019 yılında, Kunduz, Kandahar, Kabil ve daha bir çok şehre, köye, kasabaya toplamda 7 binden fazla bomba bıraktın ve  GBU 43 adını verdiğin yaklaşık 10 ton ağırlığındaki bombayı da “tüm bombaların anası” şovuyla yine o topraklarda denedin, tabi sadece denemek için değil nice kişiyi de bununla katlederek.. Hesap ver !

Ey affedilmemiş günahlarımızın artığı, cehennem alevi! 20 yıl sonra hiçbir şey yapmamış gibi öyle kabadayı, öyle rahat, öyle sorgusuz sualsiz çıktığın topraklarda ayağı, kolu kopmuş yüzbinlerce hasta ve sakat bıraktın. Milyonlarca öksüz ve yetim bıraktın, Harap edilmiş altı üstüne getirilmiş, bir kadim ülke bıraktın. Hesap ver..

Mahşerdekine amenna. Yalnız bu dünyada bu şeytanı hesap verir hale getirmenin rüyasını görmezsek herhalde imanımızı sorgulamamız lazım.

Her yerden kuyruğunu kıstırıp çıkacağına ve bir gün çatır çatır yıkılacağına şüphe yok. Yalnız hesabını Afganlı sormalı, Iraklı sormalı, Afrikalı, Asyalı hakeza tüm dünyalı sormalı.

Ve günün sonunda hesap soracak olmasalar da, bu şerri bu haliyle Afganistan’dan çıkaranları haydi bir daha tebrik edelim.