Kehanet bu ya, milattan önce 12 Ağustos 3114`te başlayan Maya takvimi, ”Efsanevi Marduk gezegeninin 21 Aralık`ta dünyaya çarpmasıyla son buluyormuş, yani dünyanın kıyameti kopuyormuş. Yeryüzünde bu kıyametten etkilenmeyecek iki yer varmış. Birisi İzmir`in Şirince beldesi, diğeri de, Fransa`nın güneyindeki Bugarach köyü imiş. Ve şu anda bu yerler müthiş biçimde turist akınına uğruyormuş.

Göle maya çalan Nasrettin Hoca`nın dediği gibi ‘ya tutarsa` demiyoruz ama “O takva sahipleri ki, gıyabında Rablerinden korkarlar ve kıyamet endişesiyle titrer dururlar.”(Enbiya: 49) ayeti gereği kıyametin her an kopacağı endişesini de taşıyoruz.
“Kıyamet ne zaman kopacak?” diye soran kişiye “Kıyamet için ne hazırladın?” sorusuyla cevap veren Efendimiz(sav), meseleyi en güzel şekilde izah etmiştir.

Viladetinden Refik-ül A`laya irtihaline kadar neredeyse her anı mukayyed ve dahası Kur`an`la müeyyed bulunan Peygamber Efendimiz`i(sav) ve getirdiği en doğru ve kesin haberleri es geçip, Efendimiz`den(sav) binlerce yıl önce yaşayan bir kavmin kehanetlerini konuşmak edeple ve izanla bağdaşmaz.

“İşte o gün insan, ‘kaçacak yer neresi?` der.” (Kıyamet 10). İnsan nefsinin bu özelliği ne kadar da keskin bir gerçektir, yani kaçıp kurtulmak.

Kaçar/göçer kurtuluruz, alır/ satar kurtuluruz, geçer/ gider kurtuluruz, atar/ yakar kurtuluruz, avutur/uyutur kurtuluruz, bastırır/ susturur kurtuluruz, gözümüzü kulağımızı kapar kurtuluruz, yok sayar karartır kurtuluruz, kurtuluruz, maslahat der kurtuluruz, unutur/unutturur kurtuluruz, ‘ata- serok, ulu önder` der/dedirtir kurtuluruz. Hâsılı çaresi tükenmez demokrasi der kurtuluruz.
Madem kıyametin kopacağına inanıyordunuz, başörtüsünü neden yasakladınız diye sordukları zaman, bu soruyu geçelim der ve makam odamıza geçer kurtuluruz.

İslam için bir araya gelen Müslümanlara; ‘fakirlere yardım ettikleri ve kutlu doğum etkinliği düzenledikleri için neden bu kadar engel çıkardınız, neden peşlerine düştünüz, neden zulmettiniz, neden kanunlarınızı başkasına ayrı onlara ayrı uyguladınız` diye sordukları zaman güvenlik kurullarımıza güvenir kurtuluruz.

Dindarlık, iman inanç deyip Müslüman kesimlerin oyu ile koltuğa oturduktan sonra ABD ve batının ipiyle neden kuyuya indiniz, diye sordukları zaman ‘petrol başka kardeşlik başka değil miydi` der kurtuluruz.

Kürsülerden ayet, hadis okuma geleneğini, Nurlu(!) Süleyman`ın başlattığını dünya âlem bilir de başörtü meselesinden kurtulmak için, “başörtülüler Suudi Arabistan`a” formülünü kınayarak iktidara gelenlerin nasıl kurtulacağını kimse bilmez.
Hadi füzelerden kurtulmak için patriotları kurmak çözümdür de acaba yolun sonunda NATO kurtulmak için işe yarar mı?
Mesele kıyametin kopması değil, asıl mesele kurtulmak. Anketler, danışmanlar, siyasi oy hesapları, ihaleler, korkulan ölünün ilkeleri, gününüzü belki kurtarır da geleceğiniz için korku daha iyidir. Çünkü kıyametin ne Şirincesi ne de Bugarach`ı vardır.

Evet, kalkınmaya eyvallah da adaletiniz için maalesef pek de müspet şahidiniz yoksa şiir okuyarak hele hele beraber yürüdük, deyip şarkı söyleyerek kurtulmak biraz zor gibi.

Eh ne diyelim, Allah kurtarsın.