Kıyamete kadar bütün alemlere gönderilen Kur’an-ı Kerim, beş defa Mısır ismini açık biçimde telaffuz ediyor.

Kıssaların en güzeli için de adres, Mısır seçilmiş.

Kudret kalemi, Mısır’ın köle pazarını, saraylarını, zindanlarını, ekinini bu yaşanmış öyküde ders ders işlemiş.

Yine vahyin nazara verdiği ibretlik hatıraların en uzunu ve en çok zikredileni olan bol kahramanlı Musa(as) ve Ben-i İsrail kıssası da Mısır’la özdeş kılınmış.

Mısır, Hz. Osman’ın şehid edilmesine de yol açan fitnelerin uyandırıldığı yerdi ama aynı zamanda yaklaşık yüz yıl önce İhvan-ı Müslimin gibi dünyadaki tüm Müslümanlara tekrar medeniyet rüyası gördüren bir hareketin de doğum yeri oldu.

Hz. Yakub (as) oğullarını Mısır’a gönderirken, onların güvenliği için “tek bir kapıdan değil, ayrı ayrı kapılardan girmelerini” istemişti. (Yusuf 67)

Bu tavsiyenin bugüne yansıyan sırlarına ve hikmetlerine ‘Müslüman Kardeşler’ mutlaka riayet ediyordur da, “(Mısır’a gidip) Yusuf’un huzuruna girdiklerinde; Yusuf ana babasını bağrına bastı ve ‘Allah’ın dilemesi ile güven içinde Mısır’a girin’(Yusuf 99) mealindeki ayette bahsedilen güvenliğin güncel hali için henüz ilahi iradenin tecelli vaktinin gelmediği anlaşılıyor.  

Kurulduğu 1928’den bugüne Yusuf’un iki gömleğini de giyen Mısır için üçüncü gömleğin kokusu gelmeye başladı.

Evet, sadece Mısır devletinin kapanan akl-ı selim gözünü değil, körfezdeki bedevi reislerin kör olan basiretini, doğudan batıya ümmetin; tembellikle, cehaletle, hased ve ihtilaflarla kapanan ferasetini de açacak bu gömlek bir süredir yolda.

Sabr-ı cemilin ve ümidin ocağına, baba kucağına ulaşmasına çok az kaldı.

İslam alemi, şuurunu, heyecanını, hâlin tefsirini ve ittihadın şerhini ne zaman yitirmeye başlamışsa Mısır’da zayıf inekler, besililerden birini yiyor, zayıf ve kuru başaklar da, yeşil başakları.

Şehadetin diriliş olduğuna yakinen inanan hareketlerin, Hüseyn’lerini, Selahaddin’lerini kurban verdikleri geçitlerin sonunda istikametin menzili; güven içinde girilecek bir Mısır ve ilahi hükmün ifşa edildiği vuslat olacaktır.

Şimdi Muhammed Mursi’nin görkemli adağını aşk gözlüğüyle mütalaa vakti.

Dünyayı, Hacerü’l Esved gibi alıp izzetle yerine tekrar yerleştirme vakti.

Vakit firavunların zelil, sefil, rezil ve biçare vaziyetlerine mağlubiyet gemi vurma vakti.

Vakit Mısır’ın hazinelerine vekil olacak kıvama ve liyakate hazırlanma vakti.

Rabbim şehadetini kabul buyursun.