Bugün gelinen noktada 1923 cumhuriyetinin, ilkeleri ve hedefleri bakımından neredeyse tükenmekte olduğu apaçıktır. İster hak ve özgürlüklerin genişletilmesi olsun, isterse sosyokültürel ve ekonomik gelişmeler olsun, alınan bütün mesafeler, 1923 cumhuriyetinin kalıplarının kırılmasıyla sağlanabilmiştir.
Hangi hükümet, sözkonusu cumhuriyetin aksine vaadlerde bulunmuşsa, oy almış ve cumhuriyetin getirdiklerini ne kadar kaldırmış, kaldırdıklarını da ne kadar geri getirmişse, o kadar destek görmüştür. Cumhuriyet de buna karşı refleksini darbelerle, muhtıralarla ve bildirilerle göstermiştir. Bakmayın siz orduyu darbecilikle suçlayanlara. Hem, cumhuriyet mitingleri düzenleyenler bir avuç da olsalar, cumhuriyeti koruma adına ihtilal yapanlar, halktan kopuk da olsalar, 1923 cumhuriyetinin gittikçe kaybedildiği iddialarında haklıydılar.
Çünkü mezkur cumhuriyetin esası olan laiklik, önce kafalardan sonra da elden ayaktan çıktı. Cumhuriyetin partisi belden aşağı vurulduğundan beri, tiyatromizah bir sendrom yaşıyor. Cumhuriyetin düşman gördüğü irtica, tehlike ömrünü dolduruyor. Yine cumhuriyete göre zorla Türk sayılanların gerçekte Kürt, Zaza,Arap veya Çerkez oldukları kabul ediliyor.
Hem cumhuriyetin diğer bir esası olan devletçilik reddediliyor ve devletin fabrikaları tamamen satılıyor devlet merkezli yönetimden halk iradeli bir yönetime kayılıyor.
Hem cumhuriyeti iç tehditlere korumakla görevli olduğuna inanan ordu, artık darbeden bahsedince karakolluk oluyor.
Menderesin 23.yıl vizyonu, ezanı cumhuriyetin elinden kurtarmak, Özalın 60. Yıl vizyonu dini özgürlükleri artırmak, Erdoğanın 80.yıl vizyonu ise yine başörtüsü gibi hakların özgürlüğüydü. 2010 referandumu da zaten cumhuriyetin yasaklarını oyluyordu. 2023 vizyonu da ancak buna göre olursa kabul görecektir.
Dolayısıyla kim bu halkın desteğine talip ise, mezkur cumhuriyetin, İslamdan ve insandan aldıklarını geri vereceğini taahhüd etmelidir.
Hem kim gelecekte ayakta kalmayı düşünüyorsa; bu cumhuriyetin dünyada benzeri olmayan sembol anıtlarıyla birtakım ritülleri tartışmaya açma hakkında, karma ve zorunlu eğitim sistemini değiştirme hakkında, inanç özgürlükleri konusunda ve hukuksuzlukları önlemeyle ilgili politikaları olmalıdır.
İstiklal mahkemelerinin ve darağaçlarının üzerine kurulu bir cumhuriyet, doksan yaşına gelene kadar ordusuyla, yargısıyla ve bilumum bürokrasisiyle halkla barışmaktan kaçındı veya çekindi. Bugün milletvekili aday seçimlerinin ve seçim barajının adaletsizliği bir yana, zaten doğal olarak terk edilecek baskıcı bir düzenin yüzüncü yılından bahsetmek, bu toplumla daha bir küsmek demektir.
Başörtülü adaylar konusunda iktidar partisinin tutumu, kendisine güvenen tabanı üzerken, cumhuriyeti memnun etmiştir.
Herkes tarihin aynasında kendine bakmak zorundadır. Menderes çok şey yapmış olabilir ama ondan geriye, aslına çevirdiği ezan kalmıştır. Ecevit ülke idaresinde başka işler de yapmıştır ama ondan geriye milletvekilinin başörtüsüne yaptığı düşmanlık kalmıştır.
Alternatifsizliği, halkın aleyhine cumhuriyetin ise lehine kullanıp heder edenler, bütün kazanımlarını zihinlerden sildirmekle beraber, mevzilerini kaybetme gerçeğiyle yüzyüze geleceklerdir.
Velhasıl, 2023`ü bilmem ama Kur`an`a iman eden her müslümanın vizyonu, “Allah taraftarlarının galibiyeti” şeklindedir. Hem, “ilahi nurun tamamlanacağı” şeklindedir, putların bekçileri istemese bile.