Son zamanlarda yükselen kadın ve cinsiyet odaklı tartışmalarla ilgili okuyucumuzun suali şöyle:

           “Elhamdülillah Müslümanız ve bir İslam ülkesinde yaşıyoruz. Dışardaki ve içerdeki zındıkların, keferenin, zalemenin ve mülhidlerin Kur’an ve Sünnete düşmanlıklarını anlıyoruz.

             Müslümanların iffetini bozmak ailesini dağıtmak, kadınlarını ifsad etmek için gece gündüz çalışıyorlar.

            Söz konusu Müslümanlar olunca, aralarındaki ihtilaflarını bir kenara bırakıp tek millet oluyorlar ve ellerindeki bütün imkânları seferber ediyorlar.

           Fikirleri bulandırıyorlar, namus, ırz, haya, edep ve mahremiyeti yok etmek için para, siyaset, medya, sanat gibi tüm alanları kullanarak çalışıyorlar.

             Onlar istiyor ki, biz de kendileri gibi gelenek filan tanımayalım, büyük bir hırsla çabalıyorlar ki, biz de onlar gibi ahlâkımızı, ibadetimizi, iffetimizi, izzetimizi ve inançlı şahsiyetimizi terk edelim.

            Onlar, evliliğin, kadının, kocanın, cinsiyetlerin kısaca fıtratın ayarlarını bozmak istiyorlar.

           Onlar, aynı evvelkiler gibi ustalıkla ürettikleri fitnelerle, jelatinli algılarla bizi rıza-yı ilâhiye iletecek, dünya ve ahiret saadetine ulaştıracak yolu tahrip etmeye, işaret ve levhaları değiştirerek güya Allah’ın nurunu söndürmeye çalışıyorlar.

            Onlar, iblis aleyhillane gibi, düştükleri ‘bel hüm edal’ derekesine, esfel-i safilin çukuruna bizi de düşürme azmindeler.

           Onlar, bizim, Allah’ın emri, Peygamberin kavliyle, dualarla, şahitlerle ve sağlam sözle kurduğumuz yuvalardan rahatsızlar.

            Onlar, çocuklarımızı Peygamber(sav)’in izinde yetiştirme gayretimizden huzursuzlar.

          Ve bunlar yeni peydah olmadılar. Geçmişteki Lut kavmi bunların atalarıdırlar. Müşrikler ve bilumum hak hakikat düşmanları bunların öncüleridirler.

           Evet bunları tanıyoruz da, -haydi bütün hüsn-ü zannımızı zorlayarak söyleyelim- Müslümanım deyip de bunlara aldananlara ne demeli?

            Onların kullandığı cümlelerin aynısını kuranlara ne demeli?

          Kadının haklarını savunuyorlar zannederek onların yanında yer alan zavallılara ne demeli?

           Sonra iyice sinmiş, ürkmüş, köşesine çekilmiş, sesi soluğu çıkmayan alimlere ve kanaat önderlerine ne demeli?

           İşledikleri melanetlerine, rezil projelerine, alçakça faaliyetlerine ve örgütlü iğrençliklerine tepki vermek için sadece ezana hakaret etmeleri mi beklenecek?

           Acilen bir Ahlak Bakanlığı kurulsun. Öyle ya mademki, diğer kurumlar kendilerini bu konuda yetki dışında görüyorlar. Yeni bir yapıya ihtiyaç olduğu ortada.

            Bu bakanlığın misyonu, toplumun tarihini, kültürünü, geleneğini, medeniyet mirasını ve inanç değerlerini yaşatmak, İslam Ahlakını yaymak, korumak ve geliştirmek olsun.

            Yine bu bakanlık, ahlâk ve edep karşıtı odaklarla da her şekilde mücadele etsin. Yoksa bu gidişat iyi değil. Vesselam”

            Dua bekleriz.