Eşinin örtünmesinde çok serbest davrandığını ve bu durumun zamanla kendisini ürküttüğünü belirten beyefendi okuyucumuz şöyle diyor:

“On yıldır evliyiz. Üç çocuğumuz var. Eşim lise, ben üniversite mezunuyum. Bir akrabamın vesilesiyle evlendik. Evlenmeden önce başını örtmüyordu. Evlenirse örtünür dediler, ben de bunu çok sorun etmedim. Evlendikten sonra da ona bu konuda hep bir şeyler diyecek oldum ama bir türlü söyleyemedim. Ailesinin de pek dini hassasiyetleri yoktu ama yaşım biraz ilerlemişti, kız da bulamamıştık, biraz da gönle söz geçiremedim herhalde. Bu konuda çok tutarlı olmadığımı kabul ediyorum. Ama o da, hiç kendini değiştirmeye yanaşmıyor.

Bir defa annem; ‘kızım, dışarı çıkarken şu uzun elbiseyi giysen daha iyi olmaz mı filan demiş. O da anneme, ‘bana kimse ne giyeceğimi söyleyemez` diye yağmış gürlemiş. Benim de bazen ibadetlerimi aksattığım oluyor ama onun giyimi filan beni çok rahatsız ediyor. Onun günahından bana da yazılacağı aklıma geliyor. Ama bir türlü irademi kullanıp ona bu konuda bir nasihatte bile bulunamıyorum. Çocuklara da öğrettiği doğru dürüst bir şey yok. Annem bizde olduğu zaman onlara İslam`ın şartını, imanın şartını öğretiyor.

Çocuklar anneleri nasılsa öyle büyüyecek diye de endişeleniyorum.

Belki izler diye internetten bazı hocaların sohbetlerini açıyorum, hiç ilgilenmiyor, eve kitap getiriyorum, hiç kapağını açmıyor. Vakit ilerledikçe bu konuda kendimi daha da güçsüz ve pişman hissediyorum. Ne öneriyorsunuz?

İnsanın inancındaki kararlılığı, kabul ve kanaatlerindeki tavizsizliği, duygu ve düşünce dünyasındaki sabiteleri, bireysel tercihlerinde de iş ve aile hayatında da mutlak belirleyicidir.

Kendisini yoktan var eden ve sürekli koruyup gözeten, besleyen, sınayan bir yaratıcıya inanan ve O`na dua eden, yasaklarından uzak durarak O`ndan korkan biri için evlilik de rasgele yapılmaz.

Ölümün bir yokluk olmadığını, bir gün diriltilip yapıp ettiklerinden hesaba çekileceğini kabul eden ve neticede azap veya mükafat göreceğine iman eden biri için kendi davranışları da ailesinin hal ve hareketleri de rasgele bir keyfiliğe bırakılamaz.

Ve insanın yakasını bırakmayan vicdan daima cevap ister. Cevap vermekte zorlanma derecesi kişinin çelişkilerinin çokluğu ile alakalıdır.

Ne öneriyoruz? Eşinizin size umut veren ve on yıllık beraberliğin harcı olan nice güzel yönü vardır. Evvela ailenizle ilgili sevgi, saygı, sadakat, samimiyet, sorumluluk ve sabır gibi bütün değer kalıplarına göre devam etmenizi öneriyoruz. Ve tabi ki o yapmaya çalıştığınız halde sonuç alamadığınızı düşündüğünüz şeye yani hikmetle düzeltme çabanıza ısrarla devam etmenizi tavsiye ediyoruz.

Evet belki o sizin teşvik ettiğiniz kaynaklarla alakalı gözükmüyor olabilir. Ancak onda eğer size karşı gerçekten bir muhabbet varsa mutlaka sizin ne yapmak istediğinizi, kastınızın ne olduğunu ve bunu neden önemsediğinizi anlar. Bu da onu belki hızlı değiştirmeyebilir fakat bir sınırda tutar. Ve bunları yaparken sizin kendi bireysel aleminizde dengenizi korumanız şarttır. Çünkü tutarsızlık etkinin ve ürünün düşmanıdır.

Bununla birlikte her insan için bir muallim vardır da bu yakında olmayabilir, rızık arar gibi o da aranmalıdır. Güzel insanlar, Lokman Hekim gibidirler, sözleri, sohbetleri, yakınlıkları ilaçtır. Arayan bulur.

Çocuklar annesine benzemez demek kolay olmasa da çaba ve gayretle çok güzel sonuçlar alınabilir.

Dua bekleriz.