Düğüne az bir zaman kalmışken aileler arasında yaşanan husumetten endişelenen beyefendi okuyucumuz şöyle diyor:
“Altı aydır nişanlıyız. İki ay sonrası için düğün tarihi belirlemişiz. Nişanlımın babası, babamın iş ortağıydı. İşler kötü gidiyordu. Bir kaç aydır birbirlerini suçlamaya başladılar. Geçen ay, çok tatsız bir şekilde ortaklığı bitirdiler.
Konuyu öyle abarttılar ki, nişanlımın babası size kız filan yok demiş, babam da senin kızını oğluma alırsam bana yazıklar olsun gibi çok ağır konuşmuş. İşin kötüsü benim annem de onun annesi de aynı kocaları gibi kinliler.
Nişanlım da ben de evlenmede kararlıyız. Ancak ikimizin ailesi de birbirleriyle hısım akraba olmayacaklarına yeminli gibi davranıyorlar. Babam sürekli onu unut sana çok daha iyi kız bulacağız diye baskı yapıyor. Aynı şekilde nişanlımın annesi de ona nişanı atması için çok ısrar ediyormuş.
Şurada düğüne iki ay kalmış, bir sürü hazırlık yapmışız, onca masraf etmişiz. Hem bir sürü hayal kurmuşuz. Şimdi babalarımızın iş macerası yüzünden hepsini nasıl yıkıp atarım? İki tarafın anne babasının katılmadığı bir düğün nasıl mümkün olacak onu da bilmiyorum. Ne yapacağımı şaşırdım, lütfen bir yol gösterin.”
Bir hususta yaşanan gerginliği başka alana taşımak, hele de sorunla hiç bir alakası olmayan evladı bu kavgaya çekerek söz verilmiş, ahdedilmiş ve karar kılınmış bir yuvanın inşa sürecini koparmaya yeltenmek tek kelimeyle zulümdür.
Okuyucumuz ve nişanlısı evvela akl-ı selimin galip geleceğine inanmalılar sonra da kendi anne babalarına, düğünle diğer meseleleri birbirine karıştırmamalarını ve evlenmeye kararlı olduklarını açık biçimde söylemeliler.
Anlaşılan mevzu çok ağır hasar oluşturduğu için ortaklar kısa vadede öfkelerinin soğumasına yanaşmayacaklar. O zaman bir kaç seçenek var.
Birincisi; diğer aile yakınlarının, bu anne babaların bir şekilde düğünde durumu idare etmelerini sağlamaları yönünde telkinde bulunmaları.
İkincisi; şayet bir arada bulunmamakta diretirlerse o zaman düğün salonunda mekan ve zaman ayarlaması yapmaları. Yani düğün takvimini değiştirmeden belirlenen gün ve saatte düğünü yaparken salonda uzak durmaları ve farklı vakitlerde iştirak etmeleri gibi.
Birinci yolun mutlaka zorlanması gerekir. Hatta bu düğün, aralarındaki kırgınlığın azalmasına vesile olması için de bir fırsat olarak görülmelidir. Bunun için okuyucumuzla nişanlısına çok iş düşmektedir.
Peki diyelim ki -zayıf bir ihtimal de olsa- anne babaların evliliğin iptali yönündeki akıl tutulması bir türlü çözülmez ise ne olacak?
Okuyucumuz, hiç paniğe kapılmadan ve kaygılanmadan normal düğün hazırlığına devam edecek. Günü geldiğinde de davete icabet edenlerle düğününü yapacak.
Allah ıslah edenlerin de, evlenenlerin de, kendisine sığınıp tevekkül edenlerin de yardımcısıdır.
Dua bekleriz.