Bazen solcu geçinir, kimi zaman da en katı milliyetçiden daha faşist… Sıkışınca janjanlı bir kalkan bulur: Ulusalcı.
Bütün yerli değerlere savaş açar, dağda şaki olarak yol keser ama albenisi güzel… Yurtsever.
Batı tasmasına meftun, önünde siper olarak kullandığı dokunulmaz bir heykel, ne de olsa Kemalist.
Altın bir nesil diye kandırır milleti, altından çıkan sefil mi sefil, rezil mi rezil…
Her birinin adı farklı gibi görünse de göbekleri birlikte kesilmiş…
Her biri diğerinden uzak gibi görünse de hepsi aynı iklimin bitki örtüsü…
Dilleri farklı gibi ancak mesajları, tavırları, tutumları aynı…
Her biri kirli bir oyunun piyonu olmaya amade…
Hani malum fıkra aslında tam da bunların durumunu yansıtıyor.
Günün birinde Şeytan elinde yüzlerce yular ve tasma ile giderken bir adama rastlamış, adam merakla sormuş:
-- Bu tasmalar nedir, ne işe yarayacak?
Şeytan demiş ki:
-- Bende herkes için bir tasma vardır, boynuna geçirir, istediğim tarafa çeker, sürüklerim...
Adam:
-- Hani benimki, göster bakayım diye kurumlanınca, Şeytan gülümsemiş ve:
-- Senin gibilerini ben tasmasız da götürürüm, demiş.
Şimdi İstanbul Havalimanı`na nefret söylemleri ve yağan yağmurdan sonraki ihanet muhtevalı paylaşımları, doların yükselişi ile ilgili birilerinin sevinç naralarını, ülkedeki bir afet veya felaketi nimet belleyen ulusalcıları, bölgeyi kan gölüne dönüştüren yurtseverleri ve ülkeyi Batı`da zor durumda bırakmak için kutsalı olmayan FETÖ tayfasını görünce Şeytan'ın tasmasızlar güruhu gözünüzün önünde canlanmaz mı?
Adam Aylan bebek resmini paylaşıyor, aynı gün "Suriyelileri ülkemizden kovun" şeklinde demeç veriyor.
Atatürk'e ilah gözüyle baktığını söyler, Atatürk`ün idam ettiği Seyyit Rıza`ya ağıt yakar.
Kemalizmin sigortasıyız der, Kürt köylerini yağmalar, Kürtlerin yoğun olduğu şehirleri ölüm çukurlarına döndürür.
Pensilvanya`daki Şeytan`a hiç girmeyelim.
Sahi Şeytan bunların boynuna neden tasma geçirsin ki?
Öğretmenler Günü
Bir cahil, bir cahile bre cahil gel beraber bir cehalet örneği sergileyelim, demiş ve o gün bugündür öğretmenler günü kutlana gelmiş.
24 Kasım…
Sebebi belirsiz…
Gerçekte Kenan Evren`in hediyesi ama Atatürk`ün anısı sanılır.
Peki, neden 24 Kasım?
6 Ekim, Dünya öğretmenler günü…
12 Eylül, Kenan Evren darbesi…
1 Kasım, Latin alfabesine geçiş…
24 Kasım, bunların hiçbiri değil.
Öyleyse sormak gerekmez mi neden 24 Kasım diye?
Geriye aklıma tek bir ihtimal geliyor:
Atatürk`ün Latin alfabesiyle okuma – yazmayı sökme tarihi…
Sizce de olamaz mı?