TÜRBÜLANS

Başlığa bakınca doğrudan İmam Hatip Liselerini düşündünüz değil mi?

Birileriniz birkaç gencin haylazlığından toptancı harcama yöntemiyle “ah şu İmam Hatipliler” diye veryansın ederken birilerinizin de bir kâbustan uyanırcasına “Eyvah İrtica” dediğini duyar gibiyim.

Ancak açıkça belirteyim ki amacım ne bizim sokağın toptan yaklaşımını hatırlatmak ne de öteki sokağın irtica kâbusunu hortlatmaktı.

Köprü meselesinde beyni kıt ulusolacular saçma sapan ulumalara başlamadan onlara zekâmın zekâtı niyetine malzeme üretmektir muradım.

Havalimanı adı üzerinde ikinci bir Gezi kalkışması düşü kuran gezizekalılara beyin yakacak türden malzeme yani.

Evet, dünyanın en büyük havalimanına verilecek isim aylarca tartışıldı.

Çünkü ülkemiz, söylemin eylemin katlarıyla çarpıldığı bir ülke…

Beylik birkaç söz yeter ve artar konuşmak için ve ağzı olan konuşuyordu.

Havalimanı projesine karşı olanlar bile hep bir ağızdan isim babası olmaya soyundular hayasızca.

“Tamamlanırsa anırırım” diyen eşek bile ismi hakkında fikir beyan edince Erdoğan sağ gösterip sol vurdu, ancak vuruşun etkisinden dolayı sersemleşmiş beyinler işin iç yüzünü anlamakta geciktiler.

Ben de duyarlı bir vatandaş olarak kudurgan bu zevata karşı vatandaşlık görevimi yerine getirip tütsülenmiş beyinlerini ayıltmak için birkaç kelam derç edeyim.

Derç etmenin ne olduğunu bilemeyeceklerinden sözü yazmak anlamında kullandığımı da belirteyim.

Öyle ya bunlar öz Türkçe illetine yakalanınca hekimleri Nurullah Ataç gibi çarpıldılar ve kutsal belledikleri “Nutuk”un Arapça oluşundaki tenakuzu idrak edemediler.

Eee! “Atatürk olmasaydı hepiniz sarı saçlı, mavi gözlü olurdunuz” diye çemkiren parlak beyin “sarı saçlım, mavi gözlüm, neredesin” diyerek Atatürk`e hakaret ettiğinin farkına varamıyorsa vatandaş olarak aydınlatma görevi de bize düşer.

Neyse sadede gelelim ve kelamın kısası makbuldür diyerek konumuza dönelim.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan`ın yeni havalimanına “İstanbul Hava Limanı” ismini koymasında sübliminal mesajlar var.

Yalanım varsa nutuk çarpsın.

Evvela baştaki İstanbul sözcüğü “İslambol” sözünü çağrıştırırken hava sözcüğü de “dava” sözünü çağrıştırıyor.

Liman ile iman arasındaki ilişkiyi de sizin zaten yakalamış olmanız lazım.

Üç sözcüğü yan yana getirip kısaltınca da gerçekler bütün çıplaklığıyla ortaya çıkıyor.

Bunca masraf, bu kadar emeğin amacı İmam Hatip Liselerinin marka değerini yükseltmektir.

Baş harflerini kısaltıp iki dakika düşünsünler.

Sahi neden düşünsünler ki ben onların yerine düşündüm. Hatta düşünmekle kalmadım, ifşa ettim.

“İfşa ne demek” diyen kıt zekâya her şeyi anlatamam.

Baş harflerde aynı harfler ortaya çıkıyor: İHL.

İkisinin de logosunda uzunluğu çağrıştıran motifler var.

Bunda malum resim, İmam Hatip logosunda minare…

İkisi de uzun.

Ha bu arada Uzun Adam`ı hatırlatmak da amaçlanmış.

Bir yetmişlik adamın karşısına bilerek Uzun Adam`ı alana sürdüler. Amaç birini alçak göstermek…

İstanbul Hava Limanı ya da İmam Hatip Lisesi…

Ve hatta İmamlar Her şeye Layıktır da olabilir.

Batı`ya özellikle de ABD`ye bir gönderme de mümkün:

Pizzaya karşı İsteyen Herkese Lahmacun!...