“Uzun ince bir yoldayım” diye başlamıştı yolculuğuna Muharrem İnce…

Hatta kendİNCE espri bile yapmıştı.

Benim şimdi yazdığım gibi… Şöyle ergen esprisi cinsinden…

Yolun kasisli olduğundan bihaberdi. Sanki mensubu olduğu partinin tarihini de hiç okumamıştı.

Yakınındakilerin hızını engellemek için yoluna diktikleri dikenlerden tamamen habersizdi.

Her dikeni yolunu güzelleştiren bir süs bitkisi sanıyordu.

Beyin tütsülenmişti.

“Gel Muharrem” sözündeki küçümseyici ifadeyi samimiyet belirtisi sanacak kadar kendinden geçmişti.

Kendisine parti başkanlığı için oy vermeyenlerin Türkiye başkanlığı için oy vereceğini sanacak kadar olanları okumaktan uzaktı.

En kötü ihtimalle Meral Hanım`ın trenine biner başkan yardımcısı olurum hesaplarını yapıyordu.

Muharrem Bey, bütün bu hesapları yaparken ben bu köşede solun karakteristik özelliğine vurgu yapıp “dönüşü olmayan operasyona yollandı” demiştim.

Seçim startını büyük bir hız ve büyük bir hazla alan Muharrem Bey`i önce partisi yalnız bıraktı.

Tek başına yel değirmenlerine saldıran Donkişot gibi oradan oraya koşuyor.

Bir umudu Dülsina`sıydı bir de yanında sandığı Sancho Panza`lar…

Bütün bunlara rağmen Kılıçdaroğlu`nun korkusu Muharrem Bey`in CHP`nin standart oylarından fazla oy alıp partinin başına geçmesiydi. Sırf bu korkuyla onu alana sürdü. Amaç ondan kurtulmaktı.

Baktı bir hareketlenme var, parti teşkilatlarını ondan uzak tuttu. Baktı yine Meral Akşener`i her durumda geçecek, Meral Akşener`in önünü açıp olası bir ikinci turda Akşener – Erdoğan kapışması olması için Muharrem İnce`ye seçim döneminde destek olmaya çalışan yirmiye yakın milletvekilini yeni süreçte liste dışı bırakarak Muharrem İnce`yi iyice bir yalnızlığa itti.

Yani Sancho Panza`lar da artık yok.

Yel değirmenlerine karşı Muharrem iyice yalnızlaştı.

****

İnce`nin “sesim kısıldı” diyerek Bartın ve Zonguldak mitinglerini iptal etmesi size inandırıcı geldi mi?

19 Mayıs günü onu bisiklete bindirip platformda tur attıranların bir palyaçoyla nasıl eğlenilir mesajıyla onu içine düşürdükleri durumu geç de olsa fark etti.

CHP yönetimi şu anda Muharrem İnce`yi toplumun içine çıkamayacak duruma sokma gayretinde…

Ve kısmen de başardılar.

Bartın, Zonguldak mitinglerinin iptali, içinde bulunduğu ruh halinin bir işaret fişeğidir.

İsviçre veya Hollanda`da bisikletle platformda tur atmak, adaya prim yapabilirdi ancak bu topraklarda o hareketin karşılığı başkanlık değil bayram günü verilecek bir harçlık olur.

Toplum, platformda bisikletle gezeni çocuksa sever, yetişkinse “Allah şifa versin” deyip acıyarak seyreder.

Muharrem İnce`nin şu anda söyleyemediği bir gerçek var: sesi kısılmadı, kolu kanadı kırıldı.

Dönüşü olmayan operasyondan şimdi nasıl kurtulacağını kara kara düşünüyor.

Ama dönüşü yok…

DİN SİMSARLARI

Ticari kuruluşlar tarafından kullanılan veya kazan kazan politikası güden din simsarlarının son durağı lüks tatil yöreleri oldu.

Ramazan ayı boyunca falan hocanın diye başlayan otel ve motel reklamlarının içeriğine baktığınızda ortamın pek de tekin olmadığını, gidenlerin “falan hocanın sohbetlerini dinledim” diye birbirlerine hava attıklarını, söz konusu hocaların da sıkı pazarlıklar sonrası oradan yüklenip gittiklerini görürsünüz.

Karnına taş bağlayan bir peygamberin beline kemer yetişmeyen varislerine tek bir söz söylenir.

Allah ıslah etsin.

Islah olmayanın nasihati da ıslah değil ifsat vesilesi olur yalnızca.