Türkiye`de öteden beri adalet ve yargı konusunda ciddi mağduriyetlerin yaşandığı hepimizin malumudur. Bu mağduriyetlerin en büyüğünü de İslami kesimler yaşadı ve yaşamaya devam ediyorlar. Cumhuriyet tarihi boyunca Adalet dağıtması gerekenler, siyasi otoritenin duruşuna göre kalem kırdıkları için yargıya ve adalete güven kalmamıştır. Adaletsizlik konusunda pergelin sabit ayağı da hep CHP zihniyeti olmuştur. Ne hikmetse sözde adalet için şimdi CHP yollardadır.
15 Temmuz darbe kalkışmasında CHP yürümedi, o kadar milletvekili tutuklandı CHP yürümedi, FETÖ soruşturmaları kapsamında binlerce kişi mağdur edildi CHP yürümedi, Topbaş ve Arınç`ın damatları tahliye edilince yine CHP yürümedi… Ne zaman işin ucu kendi milletvekillerine dayandı o zaman yürümeye başladı. Elbette sadece kendileri için yürüyenler kamuoyu nezdinde kabul görmez.
Kılıçdaroğlu yürümeye devam ediyor. Ankara`da başlayan yürüyüş İstanbul`a yaklaştıkça farklı bir hal alıyor. Gün geçtikçe farklı fraksiyonların katıldığı, yerel ve uluslararası sözde gazeteci, aktivist ve STK temsilcilerinin katıldığı masumane bir yürüyüş havası oluşturulmak istense de daha önce gezi olaylarında bu filmi izlemiştik, aynı sahneler yine tekrarlanmaya başladı. BBC canlı yayın yapıyor, marjinal guruplar homurdanmaya başlıyor, sözde aktivist ve siyasiler alttan alta gaz veriyor…
Peki, bütün bu olup bitenlere rağmen Kılıçdaroğlu yürümekten başka ne yapıyor? Bu yürüyüşün sonunda gezi olayları veya 6-8 Ekim olayları gibi bir durum olursa yürüyüşün lokomotifi Kılıçdaroğlu nasıl hesap verecek? Bence Kılıçdaroğlu`nun ajandasında yürüyüşle ilgili kendisine ait bir plan ve programı yoktur. Ancak gerek CHP içinde, gerek Türkiye`de gerekse uluslararası şer şebekelerinin bu yürüyüş üzerinde ciddi hesapları vardır. CHP`den Ak Parti küskünlerine, FETÖ`cülerden DHKP-C`lilere, PKK`lılardan küskün MHP`lilere, ABD`den AB ülkelerine kadar hemen hemen her kesim, bu yürüyüş üzerine bir hesap yapıyor.
16 Nisan Referandum yenilgisinden sonra parti içinde sesini yükselten Deniz Baykal, Fikri Sağlar ve Muharrem İnce bu yürüyüş ile susturuldu. Benzer konularla ilgili CHP`nin kendi iç hesabı vardır. HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay ve PKK yöneticisi Mustafa Karasu yürüyüşü destekleyen açıklamalar yaptı, hemen ardından Ahmet Türk ve bazı HDP milletvekillerinin yürüyüşe katılmalarının ayrı bir hesabı vardır. Marjinal sol fraksiyonların devrim marşlarını okuyarak yürüyüşe dâhil olmalarının farklı bir hesabı vardır. Bütün bunlar sahadayken FETÖ boş durur mu? O`da uluslararası kamuoyunda FETÖ operasyonlarını dramatize ederek algı oluşturma hesabı yapıyor. Bunlardan daha önemli olanı ise AB ve ABD`nin; “CHP, HDP/PKK, FETÖ vb yapıların kol kola olmasını istiyor ki iç kargaşa çıksın. Türkiye iç meseleleri ile uğraşırken Irak, Suriye, Katar başta olmak üzere Ortadoğu`daki gelişmeler karşısında Türkiye özne konumuna girmesin” hesabıdır.
Kısacası yerel ve uluslararası şer odakların her biri derin mahfillerde karanlık hesaplar yapıyorlar. Bütün bu hesaplar karşısında Kılıçdaroğlu sadece yürüyor, Kanaatimce Ankara`da “GANDİ KEMAL” diye yürüyüşe başlayan Kılıçdaroğlu, İstanbul`da “GÛNDÎ KEMAL” diye karşılanacak.