Susa cami katliamının otuz ikinci sene-i devriyesidir.
Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, katilleri ve destekçilerini de lanetliyoruz.
Evet, Susa; izzet, şeref ve dik duruşun sembolüdür.
Susa; imanın güce ve kuvvete galebe çaldığı mekândır.
Susa; Aziz İslam davası için nasıl bedel ödendiğinin örneğidir.
Susa; şehitlerin ölmediği ve aziz kanlarının İslam ağacını nasıl da sulayıp büyüttüğünün canlı şahididir.
Susa; çağımızın Kerbelasıdır.
Susa cami katliamından çıkaracağımız onlarca ders vardır. Bunlardan sadece üç örneği özetlemeye çalışacağım.
Şehit Hüseyin Çetinkaya’nın azimli mücadelesi: 3 ağabeyi bir soygun çetesi tarafından katledildikten sonra evin tek erkeği olarak kaldı. Şehit Salim Fidancı’nın aracılığıyla İslam davasıyla tanıştıktan sonra dur durak bilmedi.
Efendimiz’in (Sallahu Aleyhi ve Sellem) Yesrib’e gönderdiği Musab bin Umeyr gibi kapı kapı dolaşıp insanlara yüce Allah’ın (c.c) şerefli dinini anlattı. Gâh Silvan’ın en sıkıntılı mahallesi olan Tekel mahallesinin kahvehane ve çay ocaklarında tebliğ çalışmasını yaptı, gâh kendi köyü olan Susa başta olmak üzere çevre köylere gidip aziz İslam davasını anlatırdı. Samimiyet ve fedakârlığı gıpta konusu olmuş, izzetli duruşu ve ahlakıyla da adeta “fena fi’d-dava” oluvermişti.
Yüce Allah da, bu meziyetleri hayatında cem eden Hüseyin ve 9 dava arkadaşını en ulvi makam olan şehadet mertebesine ulaştırdı ve onların mübarek kanlarıyla nice uyuyanları uyandırdı.
Dört evladını şehit veren rahmetli Mustafa amca ve Remziye Teyze’nin metanetleri: Susa Cami katliamında şehit olan 10 Müslümandan dördü kardeşti. Bunlardan M. Said, M. Meki ve Zeki kardeşler katliam sırasında, Medeni ise Hastane yolunda kan kaybından şehit oldu.
Bu dört şehidin anne ve babası olan Mustafa amca ile Remziye teyzenin metanetleri, şehit evlatlarıyla gurur duymaları, gerekirse hayatta kalan tek erkek çocuklarını da aziz İslam davası uğruna feda edebilecekleri söylemleri bizlere ashab-ı kiramın manzaralarını hatırlattı.
Evet, Remziye teyze Hz. Ömer (Radiyallahu Anh) döneminde dört oğlunu şehit veren kadın sahabe Hz. Hansâ’yı (Radiyallahu Anha), Mustafa amca da duruşuyla bize nice sahabeyi hatırlattı. Rabbim ikisine de rahmet etsin.
İmkânsızlıklara rağmen Müslümanların izzetli duruşları: Her taraf zulüm, her taraf ihanet, her taraf boykot ve her taraftan şehit haberleri geliyordu.
İki ateş arasında kalan bir avuç Müslüman… Ama imanlı, ihlaslı, azimli ve izzetli… Tıpkı Şi’b-i Ebi Talip’te boykota maruz kalan kutlu sahabeler gibi… Tıpkı katliam, işkence ve hicrete mecbur bırakılan ashab-ı güzin gibi… Tıpkı kutlu nebinin buyruğunu bekleyen ve buyruk geldiğinde lebbeyk diyen yiğit kahramanlar gibi…
İzzetli duruşları meyve verdi, karanlığın taraftarları zir u zeber oldu ve “İzzet, Allah’ın resulünün ve müminlerindir” ayetinin mücessem hali oluverdiler.
Bir kez daha Susa şehitlerini rahmet ve minnetle yâd ediyor, kanlarıyla suladıkları aziz İslam davası ağacına; Çocukları, yakınları, arkadaşları başta olmak üzere tüm Müslümanların en iyi şekilde sahip çıkmaları için yüce Allah’a dua ediyoruz.
NOT: Yarın saat 17.00’de Susa Köy mezarlığında düzenlenecek olan “Susa Şehitlerini Anma Programına” tüm okurlarımızı davet ediyorum.