Gazze cihadını ayakta tutan ve hepimiz için alınması gereken dersler hükmünde olan maddelere devam edeceğiz.
2- Savaşan Mücahitler: Bilindiği gibi Gazze’de işgalci Siyonistlere karşı savaşan ve cihad meydanında destanlar yazan İzzettin El Kassam Tugayları, Kudüs Seriyyeleri ve başka birkaç gurup vardır.
Gazze’de mücahitler; 2,3 milyon sivilin umudu, güveni ve dayanağıdır. Aynı zamanda bu mücahitler siyonist işgalcilerin eceli, kâbusu ve korkulu rüyasıdır.
Mücahitlerin tarih yazan direnişleri ve eylemleri sadece siyonist ve emperyalistleri değil halkı Müslüman olan ülkelerin korkak yöneticilerini de şaşırtmış durumdadır.
253 gündür devam eden yoğun hava ve kara saldırılarına rağmen 363 kilometre karelik küçük bir alan olan Gazze’de mücahitler direniyor, halkını ve topraklarını savunuyor ve işgalcilerin beklemedikleri bir mukavemet gösteriyorlar.
Gazze, yüzölçümü olarak Türkiye’nin birçok ilçesinden daha küçüktür. Örneğin yüzölçümü olarak Urfa’nın en küçük ilçesi olan Halfeti bile Gazze’nin yaklaşık iki katıdır.
Bu küçük coğrafyada Siyonist işgalciler 253 gündür aralıksız katliamlar yapıp resmen soykırım uyguluyorlar. Hem de dünyanın en gelişmiş teknolojik imkânları ve konvansiyonel silahlarıyla.
Siyonist çete bu küçük coğrafyada şimdiye kadar yaklaşık 80 bin ton patlayıcı kullandı. 90 bin civarı konutu tamamen yıktı. Enkazlar altında kalan şehitlerin dışında yaklaşık 40 bin şehit ve 90 bin de yaralı var.
Siyonist işgalcilerin bu vahşi ve barbar saldırılarına karşı mücahitler, ümmetin izzetini korumak için her türlü bedeli ödüyorlar ama geri adım atmıyorlar.
Medyaya yansıdığı kadarıyla; Kimi yalın ayakla kimi yaralı haliyle kimi elindeki basit silahlarla kimi de sıfır noktada işgalci çetelere karşı saldırılar gerçekleştirerek adeta ölüme meydan okuyorlar.
Ölümü öldüren bu kahraman yiğitler, imanın nasıl da en teknolojik imkânlar ve silahlara galebe çaldığını bir kez daha dünyaya gösterdiler.
Elbette mücahitler kendiliğinden bu duruma gelmediler. Kendilerini hayatın akışına bırakarak halkına ümit işgalcilere korku olmadılar. Bilakis bu yiğitler bir eğitim süreci ve bir yetiştirme evresinden geçtikten sonra bu duruma geldiler.
Kendi akranları makam mevki hesabını yaparken onlar rıza-i İlahi için çalıştılar. Gençler iyi bir iş, lüks bir ev ve güzel bir eş hayalleri kurup bunun için çabalarken onlar Kudüs’ün fethine odaklandılar. Yaşıtları akademik kariyer veya ticarette idol olmak için çırpınırken onlar tünel kazıp işgalcilere nasıl ölümcül darbe indireceklerinin hesabını yaptılar.
Elbette Dünya ve dünyalıkları hayatının merkezine almayan fena fi’d- dava ehli yiğitler ordusu için mağlubiyet yoktur. Zaten onlar için galibiyet ve mağlubiyet kavramları da toplumun anladığı şekilde değildir.
Her hal-u kar da onlar galiptirler. Çünkü onlar için galibiyet istikamet üzerine kalmaktır.
Rabbim istikametlerini muhafaza etsin, attıklarını isabet ettirsin ve en yakın zamanda onlara zaferler nasip etsin. Amin.
3- Gazze Halkı:
Devam edecek…