Tam 210 gündür Gazze’de işgalci çetelerin soykırımı devam ediyor.
Mazlum ve onurlu Gazze halkına yapılan zulümler ve insanlık dışı vahşetler arş-ı âlâyı titretiyor.
İslam âleminin sadrına şifa olamayan halkı Müslüman ülke yöneticileri körleri ve sağırları oynamaya devam ediyor.
Avrupa başta olmak üzere dünyada; “İnsan Hakları”, “Kadın Hakları”, “Çocuk Hakları”, “Adalet” ve “hakkaniyet” denilince mangalda kül bırakmayan bilumum uluslararası kuruluşlar dut yemiş bülbül rolünü sürdürüyorlar.
Bu hal hem duyarlı Müslümanları hem de vicdan sahibi tüm insanları harekete geçirmeye başladı.
Artık duyarlı Dünya halkları anladı ki; Siyonist çeteleri uyarmanın bir faydası yoktur. Ya ona karşı güç kullanacaksın ya da onu dünya kamuoyunda mahkûm edeceksin ki katliamlarını durdurmaya mecbur olsun.
Yine duyarlı halklar anladı ki; Gazze soykırımı için Müslüman ülke liderlerinden bir beklentinin yanlış olduğu ve Avrupa başta olmak üzere dünya ülkelerinin yaldızlı cümlelerle dillendirdikleri “İnsan Hakları” ve “Adalet” gibi kavramların sadece helvadan yapılmış putlardan ibaret olduğudur.
Dolayısıyla tek çare, kimin elinden ne gelirse onu yapmak için kolları sıvamalarıdır.
Bunun için ABD başta olmak üzere dünyanın muhtelif ülkelerinde üniversiteler ve çeşitli STK’lar meydanlara inip protesto ve yürüyüşlere başladılar.
Kimi duyarlı Müslüman veya vicdan sahibi insanlar artık Siyonist çete mensuplarına yönelik bireysel eylemler yapmaktan başka çare bulamıyorlar.
Bazıları kendi ülkesinde bu hamleyi yapmak için yollar aramaya başlamış, bazıları da bir yolunu bulup Filistin’in işgal edilmiş topraklarına gidip orada eylem yapmak için çaba içindedir.
Hatırlarsınız işgalci çetenin Gazze’deki eylemlerine ortak olmayacağını söyleyerek israil’in Washington Büyükelçiliği önünde kendini yakan Amerikalı asker Aaron Bushnell hayatını kaybetmişti.
Birkaç ay önce Yakup Erdal ve Seyfullah Bilal Öztürk isimli iki Türkiyeli Müslüman Filistin-Lübnan sınırında işgal çetelerinin hedefi olup şehit olmuşlardı.
Şimdi ise Urfa’lı Hasan Saklanan.
Şehit Hasan Saklanan; binlerce Türkiyeli Müslümanın duygularına tercüman olmuş.
Şehit, akıttığı mübarek kanıyla Türkiye ve halkı Müslüman tüm ülkelerin yöneticilerine şu mesajı vermiş; “Mademki siz devlet olarak farklı farklı bahanelerle işgalci çeteye karşı elinizden geleni yapmadınız, o halde ben münferit olarak şartlarımı zorladım ve elimden geleni yaptım.”
Evet, şehit Hasan elinden geleni yaptı ve Kudüs davası uğruna aziz kanını akıtıp peygamberlerin bile gıpta ettiği şehadet makamına ulaştı.
Geriye dul bir eş ve dört yetim çocuk bıraktı. Yakın tarihte vefat eden bir kardeşinin dul eşine ve beş çocuğuna da o bakıyordu.
Rabbim şehadetini kabul etsin, ailesi başta olmak üzere tüm sevenlerine sabırlar nasip etsin ve aziz kanını Gazze ve Kudüs’ün özgürlüğüne sebep kılsın inşallah.