Dünyanın dört bir tarafında yaşayan Müslümanlar için Ramazan ayı bereket ayıdır. Aynı zamanda hasat mevsimidir ve mükâfat iklimidir.
Bundan dolayı Ramazan ayının yaklaşmasıyla âlem-i İslam’da doğal bir heyecan bir koşuşturmaca ve bir hareketlilik oluverir.
Bu tatlı heyecan otuz gün boyunca devam eder.
Özellikle iftara doğru çarşı pazardaki koşuşturma, davetlilerden dolayı hane mutfaklarındaki heyecan ve ezanın okunmasına yakın trafik lambalarında iftarlık dağıtan STK gençleri.
Ya da muhtelif namaz vakitlerinden sonra camilerde okunan Kur’an mukabeleleri, teravih sırasında camide çocukların koşuşturmaları ve birçok kişinin sahura kadar uyanık kalma ve muhtelif uğraşlarla uğraşmaları.
Derken, bayram günü gelir çatar. Bu tatlı heyecanın finalini bayram günü bayram namazında ve akraba, eş-dostlarla yapılan bayramlaşma ziyaretleriyle son bulur.
Evet, mezkûr heyecan ve koşuşturmayı her Müslüman gibi biz de yaşıyoruz. Ancak mazlum ve onurlu Gazze halkı bu mübarek ayda ne yapıyorlar?
Onlar Ramazan ayını nasıl karşıladılar?
Ramazan’ı nasıl yaşıyorlar?
Öncelikle şunu belirtelim ki yeme içme konusunda Gazze halkı zaten aylardır iftarsız ve sahursuz olarak oruçludurlar.
Diğer bir deyişle; Gazze’de çocuklar aç, kadınlar aç, yaşlılar açtır. Dolaysıyla ne davet edecekleri bir yerleri kalmış ne de davetlilere verecekleri bir yemekleri.
Müslümanlar çeşit çeşit sahur yemeklerini yiyip sıcak yataklarında uyudukları dakikalarda Gazze’de sahur yapacak yiyeceği olmayan kardeşlerimiz Siyonist çetenin bombalarıyla katlediliyorlar.
Ya da Müslümanlar akşam iftar için farklı farklı yemeklerin hazırlığını yaparken Gazzeli kardeşlerimiz bir tabak yemek almak için kuyrukta füzelere hedef oluyorlar.
İnsani yardım almak için bekleyen Gazzeli kardeşlerimizin üzerine bombalar yağıyor ve her gün yüzlercesi şehadet şerbetini içip iftarlarını Firdevs ve Adn cennetlerinde açıyorlar.
Kısacası Gazze halkı feryat ediyor ve Ramazan ayında günde yüzlerce şehit kazanarak mazlumiyyetin mücessem hali olmaya devam ediyorlar.
Buna rağmen yine de Ramazan ayını farklı karşılamaya çalışıyorlar.
İftar vaktinde enkazların üzerinde bir parça ekmeği aralarında paylaşarak oruçlarını açıyorlar. Ya da tencerede ot kaynatıp iftar ediyorlar.
Cami enkazlarının yanı başında karanlıklar içinde teravihlerini kılıyorlar. Salavatlar getiriyorlar, züntikam olan yüce Allah’a uzun uzun dua ediyorlar ve ümmetin zillet içindeki halini Allah’a arz ediyorlar.
İzettin El Kassam Tugayları ve Kudüs Seriyyeleri’nin yiğit mücahitleri başta olmak üzere Gazze’nin izzetli evlatları Kur’an mukabelelerine ara vermeden devam ediyorlar.
Ya Rabbi! Mübarek ramazan ayı hürmetine, tutulan oruçlar hürmetine, okunan Kur’anlar hürmetine Gazzeli kardeşlerimize sabır, sebat ve zafer nasip et.
Bizleri de bu zaferde pay sahibi kıl. Amin.