Artık seminerlerde, sohbetlerde Gazze ile ilgili cümle kurmaktan, söz söylemekten ve konuşmaktan utanıyoruz.
Aynı şekilde Gazze’yi analiz etmekten, olup bitenleri yorumlamaktan ve yazmaktan da utanıyoruz.
Ancak bundan başka da elimizden bir şey gelmiyor. Dönüp dolaşıp yine değişmeyen gündemimiz olan Gazze’yi konuşuyoruz, yorumlamaya çalışıyoruz ve yazıyoruz.
Bugün Gazze soykırımının 148. günüdür…
Şehit sayısı 30 bini, yaralı sayısı ise 70 bini geçti.
İki gün önce Gazze’de Raşid caddesinde yardım kolilerini bekleyen sivillere bomba yağdırarak soykırım girişimine devam ediyor Siyonist işgalciler. Sadece bu katliamda 150’yi aşkın Gazzeli şehit oldu 700’den fazla kişi de yaralandı.
Şimdiye kadar bomba ve füzelerle şehit olan Gazze halkı artık besin yetersizliğinden ve açlıktan da şehit oluyorlar.
Buna rağmen hala dünya sessiz, halkı Müslüman ülke liderleri sessiz ve herkes siyonist işgalcilerin katliamlarını görmezlikten gelerek resmen kafalarını kuma gömerek ölüm sessizliğine devam ediyorlar.
Evet, Gazze halkının büyük bir umut beslediği ülkelerden olan Türkiye konusunda da hayal kırıklığı yaşamaya devam ediyorlar.
Gazze halkı Türkiye’den yardım gemileri beklerken, Türkiye limanlarından demir alan gemiler ticaret adı altında siyonist işgalcilere mal taşıdılar. Hem de beş aydır işgalci çetelerin soykırımına rağmen bu ticaret (!) aralıksız devam ediyor.
Bir de hiç utanmadan sanki Türkiye, Gazze’de mücahitlerle kol kola Siyonist çeteye karşı cihat ediyormuş gibi bir algı oluşturuyorlar.
Cumhurbaşkanı’nın “gördüğünüz ve görmediğiniz pek çok yerdeyiz” cümlesini yorumlayıp “Gazze’deyiz ve işgalci çeteye karşı gerekeni yapıyoruz” edebiyatıyla cerbeze sanatını ustalıkla icra edenleri Müslüman toplumumuz af etmeyecektir.
Bırakın gidip savaşmayı biz ticaretin engellenmesini, engellerin aşılıp gıda ulaştırılmasını bekliyoruz ki, maalesef o bile olmuyor.
Yahu, Türkiye olarak Gazze için gerekeni yapmıyoruz ya da yapamıyoruz.
Havadan, karadan ve denizden yardım götürmüyoruz ya da götüremiyoruz.
İncirlik ve Kürecik üslerini kapatmıyoruz ya da kapatamıyoruz.
Siyonist işgal çetesiyle askeri, ekonomik ve diplomasi ilişkilerimizi kesmiyoruz ya da kesemiyoruz.
Her gün bilmem kaç gemi ile muhtelif ihtiyaç malzemeleri siyonist işgalcilere göndermeyi durdurmuyoruz ya da durduramıyoruz…
Bari yalan konuşmayın, Müslüman halkımızı kandırıp bir algı oluşturmaya çalışmayın.
Böyle yaptıkça daha da antipatik duruma düşüyorsunuz ve iktidar ile ilgili biraz ümidi olanlar da ümitlerini yitiriyorlar.
Yazıktır, ayıptır.
Allah’ım! İsm-i azamın hürmetine iki milyarlık İslam ümmetini bu utançtan kurtar.
Özellikle halkı Müslüman olan ülkelerde adil, cesaretli ve ferasetli liderleri icra makamına taşı ve onlara imkân ve fırsat ver. Amin.