Siyonist işgal rejimi 28 gündür dünyanın gözünün içine baka baka katliam üstüne katliam gerçekleştiriyor.
Kadın, çocuk, yaşlı demeden adeta soykırım yapıyor.
Annelerin feryatları, çocukların çığlıkları arşı alayı titretiyor.
Kahraman Gazze halkının çaresizlikleri yürekleri parçalıyor.
Kimi elinde çekiç enkaz altında kalan ciğerparelerini ararken kendinden geçiyor.
Kimi evlatlarının parçalarını molozlar altında toplarken çığlık atıyor.
Kimi de anne, baba, kardeş ve çocuklarının naaşları yanında çaresizce bekleyeduruyor.
Evet, Gazze halkı bütün bu çaresizlik ve yalnızlık hali içinde olsalar da iman dolu yürekleri ve her birinin ağzında “Hasbunallahu we ni’mel wekil” cümlesini duyuyoruz.
Her şeye rağmen bu vakur duruş zaferi getirecek ve siyonist çetenin burnunu yerlere sürtecek biiznillah.
Bu vakur duruşa bir de İzzettin el Kassam Tugayları ve Kudüs Seriyyelerinin destansı kahramanlıkları eklenince Allah’ın izniyle zafer kaçınılmaz olacaktır.
Ey Gazze!
Tarih tekerrür ediyor.
Bürûç suresinde geçen Ashab-ı Uhdudları yaşıyorsunuz. Ateş hendeklerine atılan anneler ve çocukların çığlıklarına rağmen izzetli duruşları büyük bir toplumun hidayetine vesile olmuştu.
İnanıyoruz ki sizin de izzetli duruşunuz ümmetin kurumuş damarlarına kan olacak, can olacak ve onları yattıkları derin uykudan uyandıracaktır.
Efendimiz (s.a.v)’in boykot yıllarını yaşıyorsunuz. Şi’bi Ebu Talip’te toplanmak zorunda bırakılan Ashab-ı Güzin’e Mekke müşriklerinin; “Bunlarla ticaret yapılmayacak, bunlara merhamet edilmeyecek…” kararlarıyla büyük zulümlere maruz kalmışlardı. Ancak imanlarının verdiği kuvvetle dik durdular ve kısa süre sonra Yüce Allah (c.c) onlara fetih kapılarını açmıştı.
Bugün sizlerde aynı veya daha şiddetli zulümlere maruz kalmışsınız. Sizin de iman yüklü koca yüreğinize şahit oluyoruz. Bunun için inanıyoruz ki sadece Gazze’nin değil Kudüs başta olmak üzere birçok İslam beldesinin fetih kapılarını açacaksınız.
Ey Gazze!
Dünya müstekbirleri siyonist işgal rejimine her türlü desteği veriyor ve siyonist çete için mühimmat yığıyorlar. Ancak halkı Müslüman olan ülke liderlerinde somut bir adım yok.
Biliyoruz bu hal sizi çok incitiyor ama bilmelisin ki ey Gazze, biz Müslümanlar da bu zillet halinden dolayı çok inciniyoruz ve sizinle aynı cephede olamamanın hüznünü yaşıyoruz.
Ey Gazze!
Takdir edersiniz ki, elimizde devlet imkânları yok. Bunun için Kürecik ve İncirlik gibi şer odakların yuvalarını kapatamıyoruz. Siyonist çete ile Türkiye’nin diyaloglarını kesemiyoruz. Siyonist çete saflarında savaşıp sizin aziz kanlarınızı döken Türkiye vatandaşı olan çete üyeleri varsa vatandaşlıktan çıkaramıyoruz. Azerbaycan petrolünün Bakü-Ceyhan boru hattı yoluyla Siyonist işgal rejimine aktarılmasına engel olamıyoruz.
Ama iyi bilmelisiniz ki, imkânlarımız el verdiği ölçüde sesinize ses, duygularınıza tercüman olmaya çalışıyoruz. Kamuoyu oluşturmak için meydanlardan çekilmiyor ve maddi-manevi her türlü destek için seferber olmuşuz. En büyük silahımız olan dualarımızın başında da zaferiniz vardır.
Yine bilmelisiniz ki, şartlar oluştuğunda Selahaddin-i Eyyubi torunları olarak sizinle aynı safta savaşmaya ve Siyonist çeteye ebabil olmaya namzediz.