İşgalci rejimin soykırım girişimi devam ediyor.

75 yıldır devam eden Siyonist çetenin zulmü 7 Ekim’den bu yana daha da katmerleşti.

Sadece son iki haftada binlerce şehit ve on binlerce yaralı var.

Şehit ve yaralıların çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşuyor.

Barbar Siyonistler; Sivil halkı, Okulları, Hastaneleri, Camileri ve Kiliseleri dinlemiyor. Her tarafı tahrip gücü yüksek bombalarla bombalıyor, katliamlar yapıyor ve yapmaya da devam edeceğini dünya kamuoyuna duyuruyor.

İşgal rejiminin yöneticileri, halkı Müslüman ülkelerin idarecilerini adamdan saymadıkları için böyle rahatça katliamlarına devam ediyorlar.

HAMAS’tan çekindikleri kadar, İslami Cihad’dan çekindikleri kadar ya da Hizbullah’tan çekindikleri kadar herhangi bir Müslüman ülkeden çekinselerdi bu vahşeti işleme cüretinde bulunamayacaklardı.

Evet, karşımızda iki cephe var.

Biri barbar işgalci Siyonist cephesi, diğeri de Mescid-i Aksa murabıtları olan direniş cephesidir.

İşgalci Siyonist cephesinde; 186 bini muvazzaf asker ve 445 bini de yedek asker olmak üzere 631 bin kişilik bir ordu var.

Bu işgal ordusu hava, kara ve deniz kuvvetleriyle son teknolojik silahlara sahiptir. En gelişmiş tanklar,  toplar, savaş uçakları, İHA’lar, savaş gemileri, denizaltıları, firkateynler…

Direniş cephesi ise; HAMAS ve İslami Cihad başta olmak üzere direniş gruplarının toplam 50 bin civarı mücahit savaşçıları vardır.

İran İslam Cumhuriyetinin askeri teçhizat desteğinin dışında askeri destek veren hiçbir ülke de yok. Kendi kısıtlı imkânlarıyla kısa ve orta menzilli roketler üreterek kendilerini savunuyorlar.

Askeri güç bakımından her iki cephe mukayese bile edilemez.

Bir tarafta en gelişmiş imkânlar ve sözde orta doğunun en güçlü ordusu olmasına rağmen korkak, ürkek ve aciz işgal ordusu.

Diğer tarafta her türlü imkânsızlıklara rağmen imanlı, cesaretli ve tarihe iz bırakmaya namzet koca yürekli yiğitler.

Acı olanı ise Siyonist işgalcilere destek için emperyalist ülke liderleri sıraya girerken Müslüman ülke liderlerinden ses seda yok.

Büyük şeytan ABD başkanı Joe Biden, gidip Netenyahu ile poz vererek; “Sizin yanınızdayız ve ihtiyaç duyduğunuz her şeye sahip olmanızı sağlayacağız” diye açıklama yaparak net olarak safını seçti.

Aynı şekilde İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da Netenyahu ile poz vererek; “Yanınızda olacağız, sizin kazanmanızı istiyoruz” dedi.

İslam ülkelerinde ise izzetli bir duruş yok maalesef. Ya zillet içinde sessizliklerini koruyorlar ya da sadece işgalciyi kınamakla yetiniyorlar. Hatta kendi ülkelerindeki işgal rejiminin diplomatlarını kovma cesaretini bile gösteremediler.

Onların yapamaya cesaret edemediklerini Siyonist işgal rejimi yaptı. İşgal rejimi, güvenlik kaygısı gerekçesiyle; Türkiye, Mısır, Ürdün, Bahreyn ve Fas’taki diplomatik personellerini geri çekti.

Evet, Müslüman ülkelerin yöneticileri daha ne zamana kadar bu zillet halini yaşayacaksınız.

Müslüman halklar artık dayanamıyorlar. “Ya orduları Siyonist çetenin üzerine gönderin ya da gönüllü Müslümanlara yol açın…” diyorlar.