Terör şebekesi İsrail, her Ramazan ayında Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarını artırmayı artık gelenek haline getirmiş.

Her yıl on bir ayın sultanı Ramazan ayı yaklaştığında; hem terör şebekesinin çeteleri hem de Kudüs murabıtları olan mücahitler hummalı bir hazırlık içine giriyorlar.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayının ilk günlerinden beri İşgalci terör şebekesi  saldırılarını artırdı ve neredeyse her gün şehit, yaralı ve tutuklananların haberleri basına yansıyor.

Tabi bu yıl da İslam aleminden ses seda yok. Mescid-i Aksa’da mücahitler, ümmetin izzetini muhafaza etmeye çalışırken yine İslam aleminin sözde liderleri üç maymunları oynamaya devam ediyorlar. Müslüman halkın gazını almak için kimi liderler açıklamalar yapsa da artık hem siyonist çete mensupları hem de Kudüs Sevdalısı mücahitler onların açıklamalarını laf-ı güzaftan ibaret olduklarını biliyorlar.

Her Ramazan ayında, siyonist çetelere karşı direnen Müslümanlara ait onlarca izzetli fotoğraf  ve videolar kadrajlara yansıyor.

Bu yıl da fotoğraf kadrajına yansıyan onlarca fotodan sadece birinden kısaca bahsetmek istiyorum.

Terör şebekesi çetelerinin Mescid-i Aksada plastik mermi ve gaz bombasıyla saldırdıkları anda, bembeyaz sakalı ve elbisesiyle hiç istifini bozmadan taburesinde oturarak ayak ayak üstüne atan izzet timsali Arif Tütüncü.

Bu fotoğraf karesi bize, hapishanedeyken bir siyonist çete mensubunun çektiği Şeyh Ahmet Yasin’in fotosunu ve Gazze’de siyonist işgal güçlerinin bombaladığı evinin önünde poz veren  HAMAS’ın Gazze sorumlusu Yahya Sinvar’ın fotosunu hatırlattı.

Her üç foto da izzetin sembolüdür.

Bu fotolardan konuşurken “izzet”e değinmeden olmaz. Müslümanın izzeti onun en değerli varlığıdır.

Bir Müslüman; İzzetli duruşunu muhafaza ederse, dünyada onurlu bir hayat yaşayacağı gibi ahirette de başı dik ve makamı yüce olanlardan olacaktır.

İzzetli duruşunu kaybettiğinde ise her şeyini kaybeder. Dünyada zillet içinde yaşamaya  mahkum olacağı gibi ahirette de kaybedenlerden olacaktır.

Evet, gelelim izzetli duruş sahibi Arif Tütünci’ye; 56 yaşında ve hemen hemen zamanının tamamını Mescid-i Aksa’nın bahçesinde ve siyonist çetelerle mücadele ile geçiriyor.

Sözü, duruşuyla siyonist çetelere meydan okuyan Arif Tütüncü’ye bırakıyorum.

“Ben Aksa’da doğdum, çocuklarım Aksa’da doğdu ve inşallah Aksa’da şehit olacağım.

Bu topraklardan hiç kimse bizi sökemez. Köklerimiz burada. Dünyayı da verseler ben buradayım.

Aksa olmazsa hayat yok. İki çocuğum var. İki çocuğumun canı Aksa’ya bağlı. Torunlarım bile Aksa’nın toprağına kurban olsun. Benim bütün çocuklarım hapse atıldı. Oğlum 15 yaşında tutuklandı, 17 yaşında serbest bırakıldı. Evim yıkıldı saldırılarda. Zincir Kapısı’nda bir evim var, Cevizderesi’nde evim vardı. Yahudiler yıktılar. Şimdi Kudüs’ün bir mahallesinde yaşıyorum. Her gün 5 kilometreyi otobüsle geliyorum.”

Ümmetin izzetini muhafaza etmeye çalışan ruhu genç bu yiğitlere selam olsun.