Son dönemlerde Türkiye, yabancı istihbarat örgütleri elemanlarına yönelik yaptığı operasyonlarla gündeme geliyor.
Bu durum; “Türkiye, artık yabancı istihbarat örgütlerinin rahat çalıştığı bir ülke pozisyonundan çıktığı...” şeklinde yorumlanıyor.
Bu operasyonlardan en önemli olanı ise iki gün önce medyaya düşen, MOSSAD için faaliyet gösteren 15 kişilik casus çeteye yönelik yapılan Muteni Operasyonudur.
Haber ajanslarında geçtiği kadarıyla operasyonun özeti şöyle:
“200 kişilik MİT ekibi, MOSSAD’ın Türkiye’deki 3’er kişilik 5 ayrı hücresini bir yıl boyunca gölge gibi izledi.
7 Ekim’de terörle mücadele polisleri 4 ilde 15 casusu kıskıvrak yakaladı. Aralarında Arap kökenlilerin de olduğu 15 kiralık casusun faaliyetleriyle ilgili önemli ayrıntılara ulaşıldı.
Bir yıldır büyük bir gizlilikle yürütülen operasyon sonucunda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kişiler veya Türkiye’de ikamet eden başarılı yabancı öğrencilerle ilgili biyografik istihbarat toplayarak casusluk yapan işgal rejimi istihbarat şebekesinin bütün şifreleri çözüldü.
Edinilen bilgilere göre tamamı Arap asıllı olan casuslar ülkemiz aleyhine yürüttükleri faaliyetlerle ilgili olarak ayrıntılı bir şekilde sorgulandı. MİT’in uzman ekiplerinin casusların sorgusunu tamamlamasının ardından soruşturmanın derinleştirilmesi ve kapsamlı bir iddianame hazırlanması bekleniyor...”
Malumunuz, yabancı istihbarat ajanlarının ana merkezi elçiliklerdir. Bununla beraber hava yolları, turizm acenteleri, yurt dışından gelen öğrencilere danışmanlık hizmeti veren şirketler ve medya başta olmak üzere sosyal hayatın her alanıdır.
Hatırlayacağınız üzere bir kaç yıl önceye kadar da büyük şeytan ABD, Siyonist çete israil, Rusya, Almanya, İngiltere gibi yabancı ülkelerin istihbarat elemanları resmen Türkiye’de cirit atıyorlardı.
Hatta halk arasında “MİT’in her mekanında CIA ve MOSSAD’ın da özel bir odası var ve MİT’in bütün çalışması onların bilgisi dahilindedir.” ya da “Türkiye, CIA ile MOSSAD ajanlarının staj yaptığı yerdir...” şeklinde bilgiler dolaşıyordu. Zaman zaman bu bilgiler yazılı ve görsel medyaya da yansıyordu.
Elbette hiç bir yabancı ülkenin bu topraklarda istihbarat şebekesi kurması her ne olursa olsun kabul edilemez. Ancak mezkur istihbarat örgütlerinin bu topraklarda uzun yıllar at koşturduğu, kolayca operasyonlar yaptığı ve rahatça çalıştığı da bir gerçektir.
Eğer bugün Türkiye’de yabancı istihbarat elemanlarına operasyon yapılıyorsa, bu hem Siyonist şebekenin şahsında diğer emperyalist ülkelere meydan okumadır hem de Türkiye için büyük bir başarıdır.
Umarım bu başarı katlanarak devam eder, siyasi iktidar da bu isabetli kararın arkasında dik durur ve geri adım atmaz.
Böylece bu topraklarda yabancı istihbarat elemanlarının Müslüman muhacirlere yönelik yaptıkları suikast ve kaçırma olayları son bulur ve muhacirlerin biraz da olsa rahat nefes alacakları bir liman oluverir.