Bizler sıcacık yataklarımızda derin uykudayken, 7 Ekim sabahında, terörist israilin içinden geçen, ezberleri bozan, materyalist anlayışla güç ve kuvvet, zafer ve mağlubiyet üzerine kurulmuş olan algıları yerle bir eden mübarek Aksa Tufanından yayılan ilk görüntülerin dünyayı şaşkına çevirmesinin üzerinden bir yıl geçti… Mübarek Aksa Tufanı gerçekleşeli tam bir yıl oldu ve ardından kuduz siyonistlerin, suratlarına aşk edilen şamar izini silmek için kadın ve çocuklara yönelik katliamlara başlamaları…
Tam bir yıldır harabeye çevrilen Gazze toprakları üzerinde yaşayan Müslüman halk, kadını ve çocuğuyla, genci ve yaşlısıyla, hasta ve sakatıyla bombalar altında oradan oraya sürüklenmekte, yerden ve gökten yağdırılan ölümlere “Hasbunallahu we ni’mel wekil” diyerek tevekkülün doruklarında gezmektedir.
Batı dünyası, Müslümanların izzeti, onuru, şerefi, haysiyeti, namusu için mübarek Aksa Tufanını gerçekleştiren mücahidleri bitirmek için terörist israilin yanında yer alırken, İslam Ümmeti kahredici bir sessizlik içinde kuduz siyonistlerin katliamlarını izliyor tam bir yıldır… Tam bir yıldır, lanetli kavim Yahudilerin “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” anlayışıyla ve dostlar alışverişte görsün mantığıyla sadece kınamalarla yanında durduğumuzu sanıyoruz Gazzeli mazlumların…
Başta HAMAS olmak üzere diğer direniş grupları İslam’ın kutsallarını korumak, Mescid-i Aksa’yı özgürlüğüne kavuşturmak, işgal edilen İslam topraklarını kurtarmak için candan, serden, yardan, evladu iyalden vazgeçip siyonistlere dünyayı dar ederken, onlara bırakın silah yardımında bulunmayı, bir lokma ekmek, bir yudum su, bir kutu ilaç ulaştıramamanın acizliği içindeyiz tam bir yıldır… Tam bir yıl oldu Gazzeli Müslümanların yanık yürekleriyle “Neredesiniz ey Müslümanlar?” diye feryat etmekten usanıp yakini imanlarıyla sadece Allah’a dayanmaları ve O’na dayanarak direnişe devam etmeleri…
Kayıtlara geçen 18 bini çocuk, 12 bini kadın olmak üzere 42 bin şehid ve 100 bin yaralı bırakan iki milyonluk Gazze halkı, tüm dünyanın maskesini indirip batı medeniyetinin vahşiliğini ortaya koyarken, İslam dünyası fitne kazanında mezhep taassubu aşını pişirmeyle uğraşmaktadır tam bir yıldır. Tam bir yıl oldu, küfür tek millet olduğunu gösterip terörist israilin yanında saf tutarken; Rableri bir, Peygamberleri bir, kitapları bir, kıbleleri bir Müslümanların mezhep körlüğü içinde Gazze’yi yalnızlığa terk etmeleri…
Uzun zaman önce felç ettiğimiz, buna rağmen edebiyatını yapmaya devam ettiğimiz kardeşliğimize son ve öldürücü darbeyi Aksa Tufanıyla birlikte vuralı tam bir yıl oldu… Tam bir yıldır kardeş bildiklerimiz katledilirken, şehirleri yerle bir edilirken, çocukları parçalanırken, kadınlarının ırz ve namusları çiğnenirken hiçbir şey yokmuş, hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşanmamış gibi nefes almaya devam ediyorsak hâlâ, hangi kardeşliğin edebiyatını yapacağız bundan sonra?
Sofralarımıza koyduğumuz çeşit çeşit yemeklerin çoğunu yiyemeyip çöpe atarken, Gazze’de bebekler açlıktan ölmekte, iki milyona yakın Müslüman açlık ve susuzluğun pençesinde kıvranmakta, buna rağmen imanlarından, topraklarından ve direnişlerinden en küçük bir taviz vermeyi zül kabul etmektedirler tam bir yıldır…
Tam bir yıldır gök kubbe altında kurulmayan cümle, söylenmeyen söz, kullanılmayan kelime kalmadı zulmü anlatmak, zalimi deşifre etmek, Müslüman yöneticileri harekete geçirmek için… Tam bir yıldır zulüm dalga dalga genişlemekte, İslam beldeleri adım adım işgale doğru gitmekte, ütopya ‘arz-ı mev’ud’ toprakları üzerinde ‘Büyük israilin’ kuruluşu yavaş yavaş gerçekleşmektedir. Dün Gazze’ydi, bugün Lübnan, yarın Türkiye... Bunu bildiğimiz halde daldığımız derin uykudan uyanamıyor, güç birliği yapmayı aklımızdan geçiremiyor, üzerimizdeki ölü toprağını atamıyoruz tam bir yıldır ne yazık ki… Biz uyanamadık, Sen uyandır ya Rabbi!