Kaddafi yolsuzlukla ve terörizmi finanse etmekle suçlanmıştı. ABD muhalifi idi ve devrildi.

Saddam yolsuzlukla ve terörizmi finanse etmekle suçlanmıştı. ABD muhalifiydi, devrildi

Merhum Erbakan yolsuzlukla suçlanmıştı(kayıp trilyon davası) ABD muhalifiydi ve devrildi.

Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir ABD muhalifi ve hala yolsuzlukla suçlanıyor.

Mısır`da İhvan yolsuzlukla ve terörizme destekle (HAMAS`a yardım) suçlandı. Devrildi… Devrildi çünkü ABD karşıtı idi.

Katar yönetimi yolsuzluk ve terörizmi finanse etmekle suçlanmıştı; boyun eğince iddialar unutulmaya terk edildi. Boyun eğmeseydi ya liderliği devrilirdi ya da ülke Suud tarafından işgal ettirilirdi.

Kuzey Kore liderinin bariz özelliklerinden biri yolsuzluk yapmasıymış. Dünyanın içine en kapalı ülkesinde genç liderin 10 milyar dolarlık bir serveti olduğunu sadece Amerikancı medya bilir. Neden? Çünkü ABD muhalifi… Boş yere beyninizi yormayın hem bir ülkeye ‘kapalı kutu` demek hem de o ülke liderinin ne kadar parasının olduğunu bilme özelliği Amerikancı/liberal medyaya has bir özelliktir. Siz anlayamazsınız

Venezuela lideri Nikolas Maduru`nun da ‘yolsuzluk` yaptığı kısa sürede anlaşıldı! Evet evet Maduru da yolsuzlukla suçlandı. Neden mi?..

Her kim ki ABD ile sorun yaşaya emin olun ülkesinin medyasında adı yolsuzlukla anılacaktır. Çünkü ABD`nin en büyük silahı medya ve bu silah dünyanın her tarafında etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Cümlelerimden bahsi geçen liderler yolsuzluk yapmamıştır çıkmasın!

Kastım şu: ABD algı operasyonları yapıyor.

Siz Amerikancı medyanın Suud, Ürdün, BAE liderlerini yolsuzlukla suçladığını hiç duydunuz mu?

Duymadınız…

Duyamazsınız..

Zira ‘yolsuzluk` iddiası da bir silahtır ve bu silahı en iyi Amerika ile Amerikancılar kullanır. Reza Zarrab meselesi de yukarıdaki örneklerden bir örnektir.

ABD`nin Zarrab dosyasında tek bir hedefi var: Erdoğan ve Türkiye…

Mesela “siz S-400 dosyasını kapatın biz de şu Reza Zarrap dosyasını kapatalım” diyebilirler.

Mesela “Siz PYD koridor devletine karşı durmaktan vazgeçin biz de Reza Zarrap dosyasını kapatalım” da diyebilirler.

Bu veya benzer teklifleri kabul etmediğiniz an ülkenin güdümlü Amerikancı medyası (gerçi Türkiye`de zayıfladı ama) harekete geçer…

Medyanın harekete geçemediği yerlerde muhalefet ABD`nin istediği yöne doğru siyasal bir dil oluşturur ve söylemlerini bu yönde geliştirir.

Adamlar 60 yıldır aynı yöntemlerle lider deviriyor. Onlarca solcu lider diktatör ve hırsız söylemleri ile devrildi yerine geçen Amerikancı adamlar ülkenin yer altı yerüstü kaynaklarını ABD`ye peşkeş çekerek varlıklarını sürdürdü.

Menderes Rusya`ya yakın durunca yolsuzlukla suçlanmış devrilmemiş miydi?

Erbakan Hoca D-8 deyince çıldırmamış mıydı küresel müstekbir ve bu ülkedeki şeytancıklar…

Sonra halk merhum Erbakan hakkında zanda bulunsun diye yıllarca “Kayıp Trilyon” davası üzerinden sanki Erbakan Hoca –haşa- hırsızlık yapmış gibi bir dil oluşturmamışlar mıydı?

Dün yapılanlar bugün Reza Zarrap davası üzerinden taklit ediliyor.

Mesele aynı meseledir, bağımsız olma meselesi…

Mesele ‘İran`ın altınlarını satın almak meselesi` değildir

Mesele altınları ‘izin almadan` almak meselesidir