Artık eminim
Devlet aklı kozmik odada saklıymış ve FETO Kozmik odaya operasyon yaparak hem devletin hafızasını hem de öngörüsünü çaldı…
Evet devletin hafızasını çaldılar; çalınmamış olsaydı birileri 1988 Halepçe Katliamından sonra Barzani Irak Kürdistan`ında gardını kaybedince ve Kürtler katliamdan sonra bir de büyük sürgünü yaşayınca o topraklarda PKK`nın hızla güç kazandığı ve 90`lı yıllarda normalde Suriye`nin Bekaa Vadisinde örgütlülüğünü sürdüren örgütün hızla Kuzey Irak`a yöneldiği ve oraya yerleştiği görülürdü.
Halepçe katliamı ve sürecinden dolayı otorite boşluğunun yaşandığı bu coğrafya PKK için münbit bir araziye dönüştü o yıllarda…
Artık eminim devlet hafızasının çöktüğüne…
Olsaydı bir hafıza 1988`deki boşluğun hangi sonuçlar doğurduğunu görürdü.
Sadece hafızası mı öngörüsü de çalındı devletin… Neden mi? Barzani`ye vurmanın PKK`yı okşamak olduğunu anlayamadığı için öngörüsüz…
Bir de bizim medyamız var… Yurtta sulh cihanda savaş medyası.
Toplum olarak şirazeden çıkmışlığımız mı gazete manşetlerine yansıyor yoksa gazete manşetleri mi bizi dengesiz ve savaş delisi toplum olmaya itiyor karar vermiş değilim.
Bu ülkede gazetelerin okunmuyor olmasından şikâyetçiydik ya… Artık şikâyetçi değilim…
Erdoğan`ın sözlerini manşete çeken gazetelere bakıyorum. Ulusalcı Yeniçağ “İsrail Bayrakları Sizi Kurtaramaz” diyor. Peki, bu Yeniçağ Akşenerci değil miydi? Bu gazete varlığını AK Parti iktidarına sert muhalefet etmekle sürdürmüyor muydu? Ne oldu da Erdoğan manşet oldu. Aydınlık “Çözüm Askeri Harekât” diyor… Bu iki gazete de hükümet ve Erdoğan karşıtı değil miydi?
Koca basın dünyasında Doğruhaber bir başına kalmış. Tüm basın bu yangına odun taşırken bu yangını elindeki cüz`i imkânlarla söndürmeye çalışıyor ve gerçekten bu meseleye ferasetle bakıyor. Manşet son derece net: “Nefret Dilinden Vazgeçin”
Hem büyük bir oyun planlanıyor diyeceksin hem de bu ülkedeki milyonlarca Kürd`ün duygu dünyasını hesaba katmadan politika belirleyeceksin! İnanılmaz bir akıl tutulması…
Ordular ilk hedefimiz Irak Kürdistanı manşetleri ve dili ülkemizin altına dinamit yerleştirmek demek… Gidin ve devirin Barzani`yi… Ya da ekmeksiz bırakın…
Peki, B planınız ne? Var mı? Yok. Neden? Çünkü ne devlet belleği kaldı ne de hafıza…
Tabiat boşluk kabul etmez prensibi gereği Barzani sonrasını kimin dolduracağını haber vereyim de ona göre yol alın…
1988 boşluğu nasıl ki PKK`nın askeri olarak oraya yerleşmesine neden olduysa 2017 boşluğu PKK`nın sosyal ve siyasal olarak o topraklarda hâkim olmasını doğuracaktır…
Bizim medya bu işleri bilmez… Burnunun dibindeki Irak Kürdistanı`ndaki tüm partileri, bileşenleri PKK`lı sanır… Onların kafa yapısı ile politikamız şekillenirse Yavuz Sultan Selim bölücüdür; zira vakt-u zamanında Kürdistan eyaleti demişliği vardır.
Ulusalcı sağ/Yeni Çağ ve ulusalcı sol/Aydınlık dış politikada klavuzumuz oluyorsa ya da dilimiz onlarla benzeşiyorsa bir yerlerde ciddi hatalar var demektir.
Diyeceksiniz ki referandum hataydı, yapmasaydı… Katılmıyorum ama velev ki hata olsun… Barzani`nin hata yapma lüksü ve kredisi var ama bizim yok zira hedef biziz. Biz ayrıştırma lüksüne sahip değiliz.